911 Arama Kurtarma Derneği Başkanı Mustafa Gürsoy, 17 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen Büyük Marmara Depremi’nin 25. yıl dönümünde, depremlerin Türkiye için hala büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Gürsoy, ülke topraklarının %96’sının deprem bölgeleri içinde yer aldığını ve nüfusun %98’inin bu tehlikeli alanlarda yaşadığını hatırlatarak, Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini vurguladı.
Büyük Marmara Depremi’nin Unutulmaz Acıları
17 Ağustos 1999’da yaşanan ve “Büyük Marmara Depremi” olarak bilinen felaketin, yaklaşık 17.500 kişinin hayatını kaybetmesine ve 23.500 kişinin yaralanmasına neden olduğunu belirten Gürsoy, bu depremin Türkiye’nin en büyük afetlerinden biri olduğunu söyledi. Depremde 285.215 konut ve 42.902 iş yerinin yıkıldığını, yaklaşık 600.000 kişinin evsiz kaldığını ifade eden Gürsoy, “Bu deprem, İzmit, Ankara, İzmir gibi bölgeleri etkiledi ve ağır sanayi bölgelerini de olumsuz etkileyerek 16 milyon vatandaşımızın hayatını zorlaştırdı,” dedi.
Deprem Tehlikesi ve Alınması Gereken Tedbirler
Gürsoy, Türkiye’nin büyük bölümünün birinci derecede deprem bölgesinde yer almasına rağmen, kentsel planlamaların bu gerçekler göz önünde bulundurularak yapılmadığını belirtti. “Depremler, ülkemizin büyük bir bölümünü ilgilendiren en önemli konulardan biri olmaya devam ediyor. Ancak doğal afetlerin tekrarlama sürelerinin uzun olması, etkilerinin unutulmasına neden oluyor,” diyen Gürsoy, 1999 Marmara Depremi’nin önemli reformların başlamasına vesile olduğunu, ancak bu reformların yeterli olmadığını ifade etti.
Çözüm Önerileri ve Talepler
Gürsoy, deprem tehlikesine karşı alınması gereken önlemleri şu şekilde sıraladı:
- Karar süreçlerinde bilimin rehberliğinde kamu ve toplum yararının esas alınması,
- Çok otoriteli planlama süreçlerinin sona erdirilmesi,
- Kentsel dönüşüm yerine afetlere karşı kentlerin hazırlanması,
- Yapılaşma mevzuatının bütüncül bir yaklaşımla yeniden ele alınması,
- Yaşam çevrelerinin sağlıklı ve güvenli hale getirilmesi,
- Kamu yönetiminin afet olgusunu bütünsel bir şekilde ele alması,
- Yapı denetim sisteminin ticari kaygılardan uzak yeniden örgütlenmesi,
- Afet planlama süreçlerinin yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele hedefiyle ele alınması.
Gürsoy, “Kamu yönetiminden sağlıklı ve güvenli bir yaşam çevresi talep etmek, toplumun bilinçlenmesi için gereklidir. Bu talep toplumsal bir bilinç haline gelmedikçe, ülkemizde depremlerin yol açtığı yıkımlar kaçınılmaz olacaktır,” diyerek çağrıda bulundu.
911 Arama Kurtarma Derneği’nin 25 Yılı
Mustafa Gürsoy, 17 Ağustos 1999’dan bu yana geçen 25 yıl içerisinde 911 Arama Kurtarma Derneği olarak gönüllü hizmetler sunduklarını belirterek, “Bu süreçte bize güvenen, inanan ve destekleyen herkese sonsuz saygı ve sevgilerimizi sunarız. Büyük Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz,” dedi.
