Osmanlı’dan Cumhuriyet’e birçok miras kaldı, bunlardan biri de siyaset.
Siyasi tarihimiz hemen her siyasi görüşten olmak üzere babalardan sonra mecliste milletvekili olarak görev alan oğullar, kardeşler ve yakın akraba örnekleriyle dolu. Bazıları milletvekili olmasalar da babalarının mirası olan partilerinin başındalar. Bu konuda en bilinenleri İnönü, Menderes ve Özal ailelerini sayabiliriz.
Kurtuluş Savaşı kahramanlarından ve 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün oğlu Erdal İnönü partililerin ısrarıyla CHP Genel Başkanı olmuş ve ardından başbakan yardımcılığı yapmıştı. Aynı şekilde eski Başbakan Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes’de bir dönem Demokrat Parti Genel Başkanı ve milletvekili oldu. Hem Başbakan hem Cumhurbaşkanı olarak görev yapan Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal bağımsız milletvekili olarak mecliste görev yaptı.
Bunların yanına Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Haydar Baş gibi liderleri ve yine bakanlık ve milletvekilliği yapmış kamuoyunda ismi az ya da çok bilinen siyasetçileri ve çocuklarını da koyabiliriz. Bakanlık da yapmış bir kısım siyasinin oğulları, torunları ve hatta aşiret üyelerinin bulunduğu geniş bir yelpazede örneklerini gördük, görüyoruz.
Bu miras anlayışının devam etmesinin sebebi, saltanat alışkanlığı mı, partilerin ideolojiden çok lider ağırlıklı olmasından mı yoksa siyaset üretecek kaliteli insan eksikliğinden mi kaynaklanıyor bilinmez. Ancak mirası devralan oğullar, akrabalar çoğu zaman soyadlarının önüne geçecek liderlik vasıfları gösteremediklerini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Umarız ülkemiz siyaseti, soy isim ve kan bağından çok aklı, bilimi ve liyakati esas alarak ehil kişilere görev verdiğimizde aydınlık bir geleceğin daha yakın olduğunu bir an önce görür.