2021 yılı ilk 11 ayında, geçen yıla göre kurulan şirket sayısında %7,6 artış yaşandı. Detaylar için yazımızı inceleyin.2021 yılının ilk 11 ayında Türkiye’de kurulan şirketlerin sayısında kayda değer bir artış gözlemlendi. Geçen yılın aynı dönemine göre, yeni kurulan şirketler yüzde 7,6 oranında bir yükseliş gösterdi. Bu artış, ekonomik toparlanma sürecinin yanı sıra girişimcilik ruhunun da güçlendiğini ortaya koyuyor. Yenilikçi iş fikirleriyle dolu bir katma değer oluşturma amacı güden girişimciler, pandeminin etkilerini aşma ve iş dünyasında yerlerini alma konusunda cesaretle adımlar atıyor. Bu makalede, 2021 yılının ilk 11 ayında yaşanan bu büyümenin arka planını, sektörleri ve geleceğe dair beklentileri sizlerle paylaşacağız.
2021 yılının ilk 11 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre kurulan şirket sayısı yüzde 7,6 arttı.
2021 yılı, ekonomik açıdan birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Ancak, bu yılın ilk 11 ayında kurulan şirket sayısındaki artış, ülke ekonomisinin toparlanma sürecine girdiğini gösteriyor. Geçen yılın aynı dönemine göre yapılan karşılaştırmalarda, 2021 yılının ilk 11 ayında kurulan şirket sayısında %7,6’lık bir artış kaydedildi. Bu artış, Türkiye’deki girişimcilik potansiyelinin yükseldiğini ve yatırımcıların yeni iş fırsatlarına daha fazla ilgi gösterdiğini işaret ediyor.
Yılsonu itibarıyla, bu süreçte hangi sektörlerin öne çıktığını ve kurulan şirketlerin hangi alanlarda yoğunlaştığını incelemek de önemlidir. Aşağıdaki tabloda, 2021 yılının ilk 11 ayında kurulan şirketlerin sektör bazında dağılımını görebilirsiniz:
| Sektör | Kurulan Şirket Sayısı | Yüzde |
|---|---|---|
| Teknoloji | 3200 | %28 |
| İnşaat | 2500 | %21 |
| Sağlık | 1800 | %15 |
| Ticaret | 2200 | %19 |
| Diğer | 1300 | %11 |
Bunların yanı sıra, hükümetin ekonomik teşvikleri ve yeni iş kurma süreçlerini kolaylaştıran uygulamaları da girişimcilerin bu yılki şirket kurma kararlarını etkileyen önemli faktörler arasında yer aldı. Bu bağlamda, 2021 yılının ilk 11 ayında kurulan şirket sayısındaki artış, sadece bir istatistik değil, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik dinamizmini ve sürdürülebilir büyüme hedeflerini de destekleyen bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
