Aliya İzzetbegoviç’in sözleriyle soykırımların unutulmaması gerektiğini, kayıplarımızın izlerini bulma mücadelesini ele alan bir yazı.**SREBRENİTSA ŞEHİTLERİ “BİR ANNENİN EŞARBI”**
Tarih, acı ve kayıplarla dolu birçok olaya tanıklık etmiştir. Srebrenitsa, 1995 yılında yaşanan trajik soykırımla hafızalarımızda derin bir yara açmıştır. Srebrenitsa Şehitleri “Bir Annenin Eşarbatı” projesi, bu acı olayın unutulmaması ve hakikatin yaşatılması adına önemli bir adım atmaktadır. Proje, Aliya İzzetbegoviç’in de belirttiği gibi “Unutulan soykırımlar tekrarlanır” gerçeğini gözler önüne sererken, kaybedilen canların anısını yaşatmayı amaçlamaktadır. Henüz birçok kaybettiğimiz yakınımıza ait naaşların bulunamamış olması, bu projenin gerekliliğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu yazıda, Srebrenitsa Şehitleri’nin hatırasını yaşatmanın ve bu acıyı tarihe not düşmenin önemini keşfedeceğiz.
“Aliya İzzetbegoviç’in ifade ettiği gibi ‘Unutulan soykırımlar tekrarlanır’
SREBRENİTSA ŞEHİTLERİ, sadece bir acı ve kaybın değil, aynı zamanda unutturulmaması gereken bir tarihin sembolüdür. Aliya İzzetbegoviç’in bu sözü, birçok soy kırımı ve insanlık suçunun geçmişten günümüze tekrar etme potansiyelini vurgular. Srebrenitsa soykırımı, bu bağlamda sadece Bosna-Hersek’te yaşanan bir trajedi olarak kalmaz; aynı zamanda benzer acıların bir daha yaşanmaması için derin bir hatırlatma niteliğindedir.
Geçmişte yaşananların bilincinde olmak, yalnızca bu olayların mağdurlarına saygı göstermekle kalmaz, aynı zamanda bu tür trajedilerin bir daha asla yaşanmaması için geleceği şekillendiren bir adım olur. Aliya İzzetbegoviç’in sözü, unutan bir toplumun, tarihin acı derslerinden faydalanamadığını ve benzer hataları yapma riskinin her zaman var olduğunu bize hatırlatmaktadır.
SREBRENİTSA ŞEHİTLERİ, yaşanan bu acılardan sonra, anıların daimi birer taşıyıcısı olarak, farkındalık yaratılması gereken önemli bir konu olmaya devam etmektedir. Dolayısıyla, bu olayın ve getirdiği derin yaraların unutulmaması için toplum olarak sürekli bir çaba içinde olmamız gerekmektedir.
“Soykırımdan 28 yıl geçmesine rağmen biz hala birçok kaybettiğimiz yakınımızın naaşlarını bulamadık”
SREBRENİTSA ŞEHİTLERİ ile ilgili yaşanan acı gerçeklerden biri, soykırımın üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen hala kayıpların bulunamamış olmasıdır. Bu durum, yalnızca bir topluluğun değil, tüm insanlığın vicdanını sızlatan bir olgudur. 1995’teki soykırımı izleyen yıllarda, birçok aile sevdiklerinin naaşlarına ulaşamadan yaşamlarını sürdürmek zorunda kalmıştır. Hala kaybolmuş olan bu kişilerin akıbeti, yalnızca aileleri için değil, tüm Bosna-Hersek halkı için derin bir travma ve belirsizlik kaynağı olmaktadır.
Günümüzde, arkeolojik çalışmalar ve araştırmalar aracılığıyla bazı mezar yerleri tespit edilmekte, fakat bu çabalar yoluyla bile birçok kurbanın naaşı bulunamamıştır. Çünkü askerî ve sivil ölümlerin sayısı, o dönemdeki olayların karmaşıklığı ve yerel koşullarla birleşince, bir vaka dosyasını çok daha zorlu hale getirmiştir. SREBRENİTSA ŞEHİTLERİ için adalet arayışı, çok sayıda insanın hayatında derin izler bırakmış, aynı zamanda toplumsal bellek açısından kritik bir noktada durmaktadır.
Her buluntu, bir ailenin yıllardır taşıdığı kaybı telafi etmekteki umutlarını canlandırsa da, hala birçok isim liste dışında kalmaktadır. Bu durumu değiştirmek ve yaşamını yitirenlerin hatırasını yaşatmak, hem kutsal bir görev hem de toplumsal bir sorumluluktur. Adaletin, unutulmuş cesetlerin bulunması ve anmaların düzenlenmesi ile sağlanabileceği bilinmelidir.