Muğla Milas’taki termik santral için genişletilmek istenen kömür sahası içinde kalan Akbelen Ormanı’nda ağaç kesimine karşı çevreciler ve bölge halkı direnmeye devam ediyor.
Muğla’da köylülerin Akbelen Ormanı’nda Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji’nin maden sahasını genişletmek amacıyla gerçekleştirdiği ağaç kesimine karşı mücadelesi devam ediyor. Çam ve zeytin ağaçlarının bulunduğu ormanda, köylülerin direnişiyle iki yıldır engellenen ağaç kesimi geçtiğimiz gün yeniden başladı.
Akbelen Ormanı’nda açılmak istenen kömür madenine karşı köylüler, 2019’dan beri mücadele ediyor. İkizköylülerin Orman Genel Müdürlüğü’ne karşı Muğla 1’inci İdare Mahkemesi’nde açtığı yürütmeyi durdurma davası hala devam ediyor. Temmuz 2021’de bölgede 100’den fazla ağaç kesimi gerçekleşmişti, ancak köylülerin ve çevre aktivistlerinin protestoları sayesinde ağaç kesimi durdurulmuştu. İkizköylüler, ardından da ormanda çadır kurarak nöbet tutmaya başlamış ve bu direnişleri ile iki yılı aşkın süredir ormanda ağaç kesilmesinin önüne geçmeye çalışıyorlar.
Akbelen Ormanı Direnişi’nde Hukuki Süreç
Akbelen Ormanı, Yeniköy Kemerköy Termik Santrali’ne yakıt kaynağı sağlanabilmesi için Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’ye (YK Enerji) satılmıştı. Bu satış sonucunda, 740 dönümlük bu ormanda Tarım ve Orman Bakanlığı onayıyla linyit madeni işletmesi açılmasına izin verilmişti.
İkizköylüler, Akbelen Ormanı’nda açılmak istenen kömür madenine karşı açtıkları davadan olumsuz sonuç aldılar. Muğla 1’inci İdare Mahkemesi’nin Ağustos 2021’de verdiği yürütmeyi durdurma kararını kaldırmasına yönelik itirazları, İzmir Bölge İdare Mahkemesi (BİM) 7’nci Dava Dairesi tarafından Aralık 2022’de reddedildi.
Protestolara katılan İkizköylü Gülören Demir ile ekoloji aktivisti Füsun Ergün, memura mukavemet ettikleri gerekçesiyle yargılanmıştı. Milas 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi geçen ay, Ergün ve Demir’e verdiği altı ay 20’şer gün hapis cezasını adli para cezasına çevirmişti.
Direnişin Üçüncü Günü
Köy halkı, Akbelen Ormanı’ndaki ağaç katliamına karşı 3 gündür direnişlerini sürdürüyor. Kesim işlemi üç gündür devam ederken, köylüler ve yaşam alanı savunucuları sabahın ilk saatlerinde tahribatı engellemek için kesim alanına girdi. Kesim alanına ulaşabilen köylüler ile jandarma karşı karşıya geldi.
Kesim ekiplerini engellemek için eylem yapan köylüleri ablukaya alan jandarma, gazeteciler Cihan Başakçıoğlu ve Zeynep Kuray’ın haber yapmasını engelleyerek gözaltına aldı. Gazeteciler hakkında yasak alana girmek suçundan işlem yapıldıktan sonra serbest bırakıldılar. Ancak savunucu Deniz Gümüşel, hala gözaltında tutuluyor.
“İkizköylüler, ‘ağaç kesim seslerini duymak istemiyoruz içimiz parçalanıyor’ dediler”
Çevreci Avukat İsmail Hakkı Atal, son gelişmeleri anlattı:
“Dün gözaltına alınmıştım, şu anda da Muğla İdare Mahkemesi’nin önündeyim ve bir daha açtık. Dün yapmış oldukları her şey hukuksuz. Gözaltı kararı olmaksızın beni yani bir avukatı gözaltına alıyorlar. Avukatlık kanununa göre kolluk kuvvetleri avukatın üzerini bile arayamazlar ancak suçüstü olacak, savcılık talimatı olacak ve savcılığın da soruşturma yapabilmesi için Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni alması gerekiyor. Türkiye, yönetim krizinde olduğundan dolayı her yerde savcı ve hakim de dahil olmak üzere liyakatsiz kadrolarla dolu olduğundan savcıların ne yapmaları gerektiğinden haberleri yok. Jandarma’ya, avukatım gözaltına alamazsınız diyorum, savcının talimatı var diyor..
Onun böyle bir talimat vermeye yetkisi yok ki. Bizleri 5 saat gözaltında tuttular ama sonrasında savcı kararını bize gösteremediler çünkü yok. Adalet Bakanlığı ve Jandarma genel Komutanlığı’na tazminat davası açacağım ki bir daha başka bir avukata bunu yapamasınlar. Türkiye’de kanunsuz ve hukuksuzluk kural oldu, hukuk ve kanuna uymak istisna oldu. Kanuna uyulmasını sağlamakla görevli olan ne savcısı ne hakimi ne de polisi yapıyor çünkü her taraf liyakatsiz ve bilgisiz kadrolarla dolu. Bizim yaptığımız anayasal haklarımızı korumak ama onlara göre kolluk kuvvetlerine biz mukavemet etmişiz. Nöbet alanına fiziki müdahale yapmadılar, ormanın içerisinde jandarma koridoru oluşturup ormancıların, ağaç kesimini yapmaları için ortama sağladılar. İkizköylüler, ‘ağaç kesim seslerini duymak istemiyoruz içimiz parçalanıyor’ dediler.
2021’de ağaç kesiminin başlamasından birkaç saat sonra açmış olduğumuz dava dosyasında yürütmenin durdurulması talebinde bulunmuştuk ve bu talebimize hukuki bir dayanak oluşturmak için içeriden görüntü almak istemiştik. Anayasa’nın 169. maddesi bize bu hakkı veriyor, devlete ve yurttaşlara ormanları koruma görevi veriyor. Bu sadece yurttaşlar açısından bir hak değil aynı zamanda bir görev. Eğer biz ormanı korumazsak yurttaşlık görevimizi yerine getirmemiş ve suç işlemiş oluruz. Eğer size burayı kapatma emri verildiyse bu kanunsuz bir emirdir, üstünüzden yazılı talimat almanız gerekiyor, ben avukatım dememe rağmen savcı talimatı var diyerek gözaltına aldılar. Türkiye’de kanunlar ve yasalar uygulanmıyor. Türkiye adım adım çok kaotik bir sürece evriliyor. Limak ve İçtaş patronları hakkında Anayasa’nın 3. maddesindeki ‘devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak’tan savcılığa suç duyurusunda bulunacağız.”
(Kaynak: T24 ve https://twitter.com/ikizkoydireniyo )
SAĞLIKÇILARDAN ÜLKE GENELİNDE 2 GÜNLÜK İŞ BIRAKMA EYLEMİ