Üç gün sonra bir enkaz devralacak Türkiye.
Seçim bitecek.
Büyükşehirleri , büyük olmayan şehirleri, ilçeleri, köyleri… ile çöp enkazı ama daha önemlisi çirkin rekabetin, ayak oyunlarının, iftiranın, yalanın… havalarda uçuştuğu bir toplumsal enkaz kalacak geriye.
Yüzbinlerce afiş, milyonlarca parti bayrağı, çoğu boş vaadlerin yazıldığı tonlarca bildiriler… hepsi çöp olacak üç gün sonra.
Araç konvoylarının yarattığı kirllik kalacak.
Bir de konvoylarda boy göstereceğim diye kırılan dostluklar, gerilen ilişkiler…. akıl başa geldiğinde duyulan pişmanlıklar!
Nedir bu hırs?
Nedir bu öfke?
Nedir bu senin adayın benim adayım dalaşı?
Nedir bu benim partim senin partin; en iyi partici, dededen gelme övüncü?
Nedir bu benden değilsen kötüsün, saplantısı?
Nedir bu rakip gördüklerini karalama savaşı?
Nedir?….
Ve. Niyedir?
Küresel ısınmayı hissediyoruz artık. Tek nedeni çevre kirliliği. Yarın çöpe gidecek milyon ton bez parçası, kağıt; onların üzerinde kullanılan boya, kimyasal maddeler….
Zaten çöktü çökecek bir ekonomi. Faiz yüzde elli. Ona rağmen millet altın kuyruklarında. Dolar aldı başını öyle bir gidiyor ki nerede mola vereceğini tahmin bile edemiyor ekonomi prof.ları.
Biz,” kim daha fazla araç konvoyu yapacak” peşinde. Gördüğümüz konvoyun araçlarını sayma telaşında.
Bizi kandırmaya çalışıyorlar aslında hepsi.
Biz güçlüyüz , bizden görün; oyunu bize ver. Yarın işin düşer. Seçmeni manüple etmek. O kadar.
Birileri belediye başkanı, meclis üyesi olacak diye tüm bunlar…
Bir de PTT’den gelen resmi evrakları bizim adımıza teslim almaktan gayrı hiçbir işlevi kalmamış muhtarlık seçimleri çıktı.
Bize ne ya?
Biz bakalım kim bu konuda yetkin? Kim ne diyor. Kim ne yapmayı vaad ediyor?
Kimin vaadleri boş? Kimin dolu?
Bizi ilgilendiren bu.
Sonra sessiz sedasız gidip; hırsımıza, particiliğe, ileride işim düşerse kişiselliğine yenik düşmeden; vebal almaktan korkarak ama en çok da el vicdanda oy kullanmak.
Her seçim öncesi yazıyorum:
Ya adaylar bir araya gelip araç konvoyu yapmayacağız, belirlenen yerlere eşit miktarda poster aşacağız, diye protokol imzalayacaklar; ya da araçlarla konvoy yapılması luzumsuzluğuna ve bu afiş, poster, parti bayrağı çılgınlığına yasal bir düzenleme getirilecek.
İleride tarihçiler bu seçim öncesi reklam çılgınlığını yazarken akıllarına şu özlü söz gelecek”
Ayranları yokmuş içmeye; at ile gitmişler çeşmeye”. (Kibarcasını yazdım)
YAZAR: Levent GÜNDOĞAN
