Bandırma’da 50 yıldır yün ve pamuktan yorgan diken Muhammet Bekar, fabrikasyon ürünlere rağmen mesleğine olan bağlılığını sürdürüyor.Yorgancılık, Anadolu’nun köklü zanaatlarından biri olarak geçmişten günümüze gelen bir geleneğe sahiptir. Bandırma’da 50 yıldır yün ve pamuktan yorgan dikerek geçimini sağlayan Muhammet Bekar, bu geleneği yaşatmaya kararlı bir ustadır. Fabrikasyon yorganların yaygınlaşmasıyla birlikte birçok zanaatkar bu mesleği bırakırken, Bekar, el emeğiyle ürettiği yorganlarla hem aile geleneğini sürdürüyor hem de müşterilerine benzersiz bir deneyim sunuyor. Yorgancılık sanatının detaylarına ve bu anlamlı mesleğin önemine birlikte göz atarken, Bekar’ın özverili çalışmalarının ardındaki tutkuyu keşfedeceğiz.
Yorgancılık mesleği, son yıllarda ciddi bir değişim sürecine girmiştir. Bu değişimin en büyük sebeplerinden biri, yorgancılık tarihe karışma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasıdır. Özellikle fabrikasyon yorganların yaygınlaşması, geleneksel yöntemlerle yapılan yorganların kullanımını azaltmıştır. Ancak, Bandırma’da 50 yıldır yün ve pamuktan yorgan dikerek geçimini sağlayan Muhammet Bekar gibi zanaatkarlar, bu sanatı yaşatmak için mücadele etmektedir. Bekar, her bir yorganı özenle el emeğiyle tamamlayarak, müşterilerine kaliteli ve özgün ürünler sunmaktadır.
Bütün bu zorluklara rağmen, Muhammet Bekar’ın hikayesi, yorgancılığın hala hayatımızda bir yer bulabileceğine dair umut vermektedir. Geleneksel yorganların sıcaklığı ve kalitesi, pek çok insan için geçmişle olan bağlarını temsil etmektedir. Bekar’ın bu mesleğe olan bağlılığı, yorgancılığın sadece bir iş değil, aynı zamanda bir sanat olarak değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.