Özel bireylerden “Engelsizim” sergisi
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Bandırma BALMEK bünyesinde kurs gören özel gereksinimli bireyler ve ailelerinin eserlerinden oluşan “Engelsizim”...
Erkekliğin karakterini gömenler, kadınım diye geçinen zavallılar..
Zaman katlanarak değişime uğrar, haliyle insanoğlunun hayat şeklide. Ne olursa olsun değişmeyen değerimizdir insanlık..
Kaşına gözüne, boyuna posuna âşık olduklarını zanneden, parmaklarına yüzükleri takan takana. Akabinde atan atana yarışanlar..
Evliliğin anlamını bilmeden atılan imzalar, dönüşü olmayan yolların çıkmaz sokaklarında kaybolanlar..
Aile kavramını yitirmiş evliliklerin temelsiz binalarını inşa edenler ise en ufak sıkıntılarda 7 şiddetindeki depremlere bedel birlikteliklerden farklı değil.
Aynı günün gecesi pişman, sabahı mahkeme salonlarında gözlerini açanlar sırada halay çekiyorlar..
Bırakın genci-cahilini. Hata yapa yapa öğrenecekler hayatı deyip geçiyorum. Amma ve lakin insan belli bir yaşa gelince hata yapma potansiyeli düşer. Düşe kalka tecrübelerinden . Olgunlaştıkça derdine derman olur.
Hayatına yön verirken ise sağlamasız adımlar atmaz .
Yani yoğurdu bile üfleyerek yer vesselam…
İlişkilerde ki kıskançlık kavramı doğamızdandır, dozunu kaçırmadan seviyesini kontrol etmek ayrı bir nokta.
Kıskançlığın olmadığı yerde Aşk‘a yerde yoktur. Bir yengeç kadını olarak görüşlerim.
Seven sevdiğine kıymet verdiği zaman gözünden kıskanır. Sevmek ve sevilmek çok ince çizgidir.
Kadınlar da sahiplenme duygusu daha ağır basar. Eşinizin arkadaşı, yoldaşı, sevgilisi, kadını olun ama annesi asla!
Hele ki aşık bir kadının eşi için yapamayacağı şey yoktur. Gözlerinden hâl ve hareketlerinden neyi olup olmadığını anlamakla kalmaz nabzına göre şerbet vermeyi de bilir. Bazen yüreğindeki sesini bakışları ile ifade eder.
Evliliğin manasını bilenler için ise dünyada ki cennetidir.
Gelin görün ki! Böylesi hem cinslerim kaldı mı? Orası da muamma..
İnsanlık ölmedikçe kıyıda köşede kalanlar olacaktır diye düşünüyorum..
Herkesi günah keçisi ilan ettiniz dediğinizi duyar gibiyim, ama öyle…
Evlilikte ilk tercihleri para pul, cinsel ihtiyaç olanların varacağı yer son bulan evliliklerdir .Böyle de kalmıyor hayatına girdiği adamında hayallerini zehirli sarmaşık gibi sararak kapanmayan yaralar açıyor.
Birde ortada çocuk varsa zoraki katlanılan birliktelikler inanın yuvayı kurtarmıyor.
Mutsuz yuvalardan içlerinde sevgiye alerjisi olan zamanın pisikopatları hortluyor..
Beceremiyecekseniz kalplerine girdiğiniz erkeklere ayak bağı olmayın.
Yazdıklarım erkekler içinde geçerli.
Şimdinin erkekleri de ayrı bir sorun. Aklımın almadığı, gözümün gördüğü, kulaklarımın duyduğu genişlik midemi bulandırıyor.
Kıskançlıktan bahsetmiştim ya! Yeni moda teşhir fantazisi… Yanların da yarı çıplak eşini gezdiren koca sembolleri özeli olan kadınının bedeninde gözlerini gezdirenlerin bakışların altında kendilerini erkek sanmaları da içler acısı..
Sağlıklı yuvalar sevgi ve saygıdan geçer iletişim muhabbeti ,karşılıklı ilgide heyecanı arttırır. Güven duygusu da arada ki aşkın devamlılığının sigortasıdır..
YAZAR: Meliha ATEŞ
“