Yeni kabine bir önceki kabinedekilere göre daha donanımlı.
En azından “bir kere ile bir şey olmaz” diyen bakan gitti.
Mahkeme kararları arkadan gelsin diyen bir içişleri bakanı yok.
Gözlerinin ışıltısını ekonominin gidişi ile ilişkilendiren hazineden sorumlu bakan da bulunmuyor yeni bakanlar kurulunda.
İktidarın ülkeye verdiği yön de değişti.
Avrupa Birliği’ne tam üyelik ısrarı yeniden gündemde.
Rusya’dan yana alınan tavır yavaştan Ukrayna’ya kayıyor.
Bu da gösteriyor ki Akp’nin son yıllardaki gerek ekonomik gerekse dış politikası battı.
Ekonominin yeni patronu bir önceki patronun uygulamalarını çok yanlış bulduğunu açıkça söylüyor.
Örneğin kur korumalı mevduat hesabı. Bugün yarın uygulamadan kalkacak.
Faiz arttırımı başladı. Nas suresi falan görmez oldu gözler.
Görünen o ki, ekonomi yönetiminin matematik bilmeyi gerektirdiği anlaşılmış durumda.
Lakin Mehmet Şimşek’in vergi arttırmak, yeni vergiler uydurmak, emeklinin boğazını sıkmaktan başka bir icraatını henüz göremedik. Bu ayrı bir yazı konusu.
Dış politika da ona keza.
İktidarın son yıllardaki politikalarının tam tersi bir yola girdi.
İsveç’in Nato’ya üyeliğine onay verilecek. Çare yok.
Bu arada AB üyeliği şartı, yönün yeniden Batı’ya dönmesinin göstergesi.
Tüm bunlar iyi gelişmeler.
Daha iyisi olsun.
Ancak yatırım yapılabilecek bir ülke olmanın asıl yolu; demokrasinin, tüm kurum ve kuralları ile işlerlik kazanması.
Biz , ne kadar seçim oluyor, sandık kuruluyor, diye yırtınsak da ülkenin dışarıdan bakıldığında farklı bir görüntüsü olduğu açık.
O nedenle onca zenginliğe, iş gücüne karşın Batı için ülkemiz, düzensiz göçte tampon görevini üstlenen bir toprak parçası olarak değerli sadece.
Asıl sorunu dile getirmek yerine bakan değiştirmek e kadar etkili olacak?
Zaman gösterecek.
YAZAR: Levent GÜNDOĞAN