Baykar’ın İHA Rüyasından Küresel Liderliğe: Türk Savunma Sanayisinin Destansı Mücadelesi. Türkiye’nin insansız hava aracı teknolojisinde dünya liderliğine uzanan yolculuğu, Selçuk Bayraktar’ın 2005 yılındaki vizyoner projesiyle başladı.
O yıllarda basit bir anteni bile ithal etmek zorunda kalan Türkiye, bugün İHA ve SİHA’larıyla küresel güç dengesini etkileyen bir konuma geldi. Bu başarının ardında, engellere rağmen sürdürülen bir milli teknoloji mücadelesi yatıyor.
Bir Vizyonun Doğuşu: “Destek Olunsa 5 Yılda Lider Oluruz”
2000’li yılların ortasında Selçuk Bayraktar’ın geliştirdiği ilk İHA prototipi, o dönem için çığır açıcı bir adımdı. Bayraktar, projeye yeterli destek verilmesi halinde Türkiye’nin 5 yıl içinde dünya lideri olabileceğini savunuyordu. Ancak o dönemde yaşanan teknik zorluklar çarpıcıydı; proje ekibi, uçağın temel parçalarını dahi yurtdışından temin etmekte güçlük çekiyordu. Bu zorlu şartlar, milli teknolojinin ne denli hayati olduğunu gösterdi.
Operasyonel Başarı ve Yetişen Genç Mühendisler
Baykar’ın geliştirdiği platformlar, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terörle mücadelede Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kritik bir üstünlük sağladı. Bu zorlu operasyonel ortam, aynı zamanda Türkiye’nin en parlak mühendislerinin yetiştiği bir okul işlevi gördü. Burada tecrübe kazanan gençler, dünyanın en ileri savunma projelerinde aranır hale geldi. ABD ordusu projelerinde çalışan bu mühendisler, benzer imkanların Türkiye’de sağlanmasının ülkenin beyin gücünü korumak için elzem olduğunu ortaya koydu.

Engeller ve Kumpaslar: FETÖ’den Siyasi Baskılara
Bu yükseliş, hem dış hem iç odakların hedefi haline geldi. Gazeteci Nedim Şener’in de altını çizdiği gibi, Bayraktar ailesi, Ergenekon ve Balyoz gibi FETÖ kumpaslarından ciddi şekilde etkilendi. Aile fertleri haksız yere tutuklandı ve hedef gösterildi. İHA’ların terörle mücadeledeki başarısı arttıkça, bazı iç siyasi çevrelerden haksız eleştiri ve iftira kampanyaları yükseldi. Örneğin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi döneminde teknoloji merkezlerinin kapatılma girişimleri, milli projelere yönelik ideolojik direncin örnekleri olarak kayıtlara geçti.
Vecihi Hürkuş’tan Devrim Otomobil’e Yasaklanan Dehalar
Türkiye’nin teknoloji üretme çabalarındaki engeller yeni değil. Tarih, Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ, Şakir Zümre gibi öncülerin ve Devrim Otomobili gibi projelerin, desteklenmek yerine nasıl kösteklendiğine şahitlik etti. Bu engellemeler, ülkenin teknolojik bağımsızlık ve milli gurur yolunda ağır kayıplara neden oldu. 15 Temmuz sonrasında FETÖ’nün tasfiyesi, savunma sanayii de dahil tüm kurumların liyakate dönmesini sağlayarak, bugünkü hızlı gelişmenin önünü açan kilit faktörlerden biri oldu.
Küresel Tehdit Algısı ve Türkiye’nın Yükselen Gücü
Türkiye’nin savunma teknolojilerinde ulaştığı seviye, başta İsrail olmak üzere bölgesel rakipler tarafından ciddi bir tehdit olarak algılanıyor. Bu dış tepkiler, içeride yaşanan kumpas ve algı operasyonlarıyla paralellik gösterdi. Ancak Bayraktar ailesinin fedakar mücadelesi, tüm bu engellere rağmen genç Türk mühendisleri için en büyük ilham kaynağı oldu. Türkiye, dünya orduları sıralamasında çoktan üst sıralara tırmanmış durumda; sahip olduğu insan kaynağı ve tecrübe, çok daha ileri noktalara ulaşma potansiyelini barındırıyor.

