Otuz beş yıldır yazıyoruz. Otuz beş yılda en az otuz beş kez yazmışımdır:
” Susurluk’un iş adamları bir araya gelip Susurluk’a yatırım yapsın, toplanıp gidelim işadamlarına Susurluk’a fabrika kur çağrısı yapalım”
Hiç faydası olmadı.
Biz dedik diye ne dışarıdan iş insanı geldi; ne de Susurluklu iş insanları Susurluk’a fabrika kurdu.
Yazdıklarımızın ardından önümüze geçen bir kaç kişi “haklısın, arkandayız… “falan dedi, o kadar.
O da en net anlatım ile” hikaye”
Son günlerde bir kaç yazar türedi.
Bizi beğenmiyor,
fikirlerimizi beğenmiyor, önerilerimizi beğenmiyor.
Yetmedi bir kibir bir kibir.
“Birader, mirader”
Yılmaz Özdil, halt etmiş(!) yanında.
Kendi halinde ahkam kesse tamam; lakin durup durup bilgiç bilgiç konuşuyor.
Sanırım bir kaç kişi de bize yirmi yıl önce dedikleri gibi haklısın, arkandayız.. falan diyor.
Onlar da kendilerini “hak bayram sanıyor.”
Boşver bunları gereksiz. Vakit kaybı.
Bakın ilçemizin ekonomik anlamda en değerli alanı Toki’ye peşkeş çekildi.
Susurluk’ta onca yıkılmaya yüz tutmuş bina varken hem de.
Çarşamba pazarı dere boyuna taşındı.
Köylü Susurluk merkeze girmeden köyüne dönüp gidiyor.
Merkezdeki esnafın bir çarşambası vardı, o da gitti.
Bedava arsa dağıtılan yerler var. Oralara bir yatırın masaya.
Susurluk’un huzuruna vurulan en büyük darbelerden biri.
Hastane taşınıyor. Kabul edilebilir.
Ancak hükümet konağı da giderse. Susurluk’ta merkez kalmayacak.
On üç milyon kişi yaşıyor Yeni Mahalle’de farkında mısınız?
Susurluk, Susurluk olmaktan çıkıyor.
Zaten doğru dürüst bir meydanı yok.
Hükümet Konağı sayesinde bir merkezi vardı.
O da Susurluk dışına gidiyor, ona tepki göster.
De ki : “ Hükümet Konağı binası yetersizse yık; aynı yere dört katlı bina yap. Tüm kamu kurumlarını o binaya topla.
Kaymakamlık’ta, nüfus müdürlüğünde … işi olan vatandaşın Susurluk dışına gitmekten kurtulmasına katkın olur belki.
Ebrar Karakurt’un adının Susurluk’ta bir yere verilmesi önergesine sahip çıkma, bir yerlerden dalak çıkartmak için değil, Susurluk’un çağdaş görünümüne zarar gelmesin diye yapıldı.
Bir yerlere şirin görüneceğim diye yazıları çarpıtmak, kahve muhabbetlerinde prim yapar; gazetede yazılan her sözcük tarihe düşülen bir nottur.
Çoluk çocuğa not kalır.
Benden söylemesi!…
YAZAR: Levent GÜNDOĞAN