Hayranı olduğu müzik öğretmeni amcasının izinden giden 17 yıllık müzik öğretmeni Bahadır Yıldırım, Susurluk’taki küçük atölyesinde hem kendi elleriyle bağlama yapıyor hem de onarımlarını gerçekleştiriyor. Yıldırım, geleneksel Türk müziğine ve çalgılarına olan ilginin azalmasının üzüntüsünü yaşıyor.
Müzik öğretmeni Bahadır Yıldırım, 11 yıl il il gezdikten sonra 2016 yılında geldiği Susurluk’ta da çocukluk aşkı bağlama ve müzikten kopamadı. Okuldan arda kalan zamanlarını kurduğu küçük atölyesinde geçiren Yıldırım, hem kendi elleriyle bağlama yapıyor hem de onarımlarını gerçekleştiriyor. Bağlamanın insana benzediğini ifade eden Bahadır hoca, “Bağlama ilgi ister, sürekli çalınmak ve dinlenmek ister. Eğer onu ilgisiz bırakırsanız size küser, sesi güzelliğini yitirdiği gibi çalmayı da unutursunuz. Üstelik öğrenmesi de insan ömrü gibidir. Nasıl bir bebek doğumundan ölümüne kadar öğrenmeye devam ediyorsa, bağlamayı öğrenmekte bitmez tükenmez. İstek ve azim de müzik kulağının olması kadar mühimdir. Sadece nota eğitimi bile 3-4 ay sürer.” dedi.
SUSURLUK’TA BAŞKA YOK
Bağlamaya olan sevdası, çok küçük yaşlardan kendisi gibi müzik öğretmeni olan rahmetli amcasından miras kaldı. Amcasına duyduğu sevginin kendini bağlamaya heveslendirdiğini söyleyen Yıldırım, “Şimdilerde bağlama gibi enstrümanlarımıza ilgi yok denilecek kadar az. Gençlerimize örnek olacak hocalarda kalmadı. Susurluk’ta şimdi üreten ve tamir eden benden başka kimse bulunmuyor. Bildiğim eskilerden Bülent Gazal diye bir abimiz vardı. Benden önce birçok öğrenciye bağlama çalmayı öğreten, Susurluk’a değer katan bağlama ve türkü sevdalısı abimizdir. Yani bağlamayı bilen ve öğreten kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez.” şeklinde konuştu.
BATIDA İLGİ DAHA AZ
Günümüzde televizyon ve sosyal medyanın getirileri bazı meslek grubu ve sanat dallarının unutulmasına neden oluyor. Teknoloji ilerledikçe geleneksel Türk müziği ve çalgılarına sadece 40-45 yaş grubunun ilgi gösterdiğini vurgulayan Yıldırım: “Orta yaştan çok fazla ders almak için başvuru alıyorum ve keşke biraz da gençlerimizden talep gelse diyorum. Ama gençlerimizin bağlama çalmaya karşı isteği olmadığı gibi ülkemizin batısında ki gençler hiç ilgi göstermiyor. Büyük bir çoğunluk gitar çalmayı tercih ediyor. Bir enstrüman kursu açmak istediğimizde 50 kişi gitarı isterken sadece iki kişi bağlama kursu istiyor. Öncelerden görev aldığım Erzurum, Bingöl, Elazığ ve Malatya gibi yörelerde ki gençlerde bir istek görebiliyorduk. İç Anadolu’da da yine bir nebze gençlerimiz ilgi gösteriyordu.” ifadelerine yer verdi.
GENÇLER YERLİ MÜZİĞİMİZİ BİLMEDEN BÜYÜYOR
Gençliğin bağlama veya Türk halk müziğine dair bilgisiz ve ilgisiz olmalarından yakınan Bahadır hoca, hem yetişkinlere hem de ebeveynlere bu konuda çok iş düştüğünün altını çizdi. Ebeveynlere milli değerlerin küçük yaştan itibaren aşılamasının öneminden bahseden Bahadır hoca, “Öğretmenlik yaptığım okulda türkü çaldığım zaman öğrencilerim hocam bu nasıl bir müzik diye soruyorlar. Bizim ata toprağımıza ait olan bu çalgıları daha önce duymamışlar ve bilmiyorlar. TRT Müzik gibi bizi anlatan şarkıların olduğu kanalı açıp izlemiyorlar. Ebeveynlerde dinlemiyor, dinletmiyor ve öğretmiyorlar. Dış çevreye bakıldığı zamanda daha çok popüler müzikleri duyuyoruz. Alışveriş merkezlerinde (AVM), sahilde veya dış çevrede hep trend müzikler çalındığı için çocuklarımız, yerli müziğimiz bilmeden büyüyor.” diye konuştu.
MEDYANIN ÖNEMİ YADSINAMAZ
Rock veya Pop müziğin de artık eskisi gibi dinlenmediğini, gençlerin R&B, Hip Hop gibi türlere yöneldiğini söyleyen Yıldırım, yeni tarz müziklerin tınısının olmadığını ve sözlerin yan yana geldiğinde bir anlam içermediğini belirtti. Medyanın, kültür ve geleneksel müziklerin tanıtılması, yayılması ve geliştirilmesinde ki etkisinin oldukça büyük olduğuna değinen Yıldırım, tek başına TRT Müzik’in yeterli gelmediğini, daha fazla kanal aracılığıyla hedef kitleye ulaşılabileceğini söyledi.
GÜNÜMÜZ GENÇLERİ DÜŞÜNMEKTEN VE HÜZÜNLENMEKTEN KAÇIYOR
Her türkünün farklı bir dili olduğunu, bağlama çalındığında neyi anlatmak isteğini bilmenin önemini dile getiren Yıldırım, “Anlamlandırarak dinlenen her türkü bir gün sizi ya kolunuzdan ya da paçanızdan tutar. Günümüzün gençleri hüzünlenmekten ve düşünmekten kaçıyorlar. Türkülerinde içerisin de yaşanmışlığın verdiği hüzün işleniyor. Şimdi ki neslin düşünmekten uzak rahata alışmış, kolay bir hayatları var. Bizim yaşanmışlığımızdır türkülerimiz ve bağlamamız, acıyı, gurbeti, aşkı, sevdayı işler ama aynı zamanda yeri geldiğinde coşturmasını da bilir yeter ki anlamak isteyelim.” ifadelerini kullandı.
HABER: Sena EĞİLMEZ