BİR GENCİN MADDE BAĞIMLILIĞI…

Ailelerin rolü, gençlerin madde kullanımı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.

Son yıllarda gençler arasında madde bağımlılığı alarm verici bir şekilde artış göstermektedir. Bu durum, hem toplumsal bir sorun olması hem de gençlerin geleceği üzerinde ciddi etkileri olması
nedeniyle endişe vericidir. Madde bağımlılığının artmasının altında yatan sebepleri anlamak ve kullanım yaşının düşmesini anlamlandırmak önemlidir.

Günümüzde gençler, yoğun bir rekabet ortamında büyümekte ve başarıya ulaşma baskısı altında yaşamaktadır. Bu durum, stres seviyelerinin yükselmesine ve gençlerin kaçış yolları aramasına neden olabilir. Madde kullanımı, stresi hafifletmek veya unutmak gençler için cazip bir seçenek gibi
görünüyor

Ailelerin rolü, gençlerin madde kullanımı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.

Ebeveynlerin tutumları, örnek davranışları ve iletişim becerileri, gençlerin madde kullanımıyla ilişkili riskleri etkileyebilir. Ebeveynlerin madde kullanımı konusunda bilinçli olmaları, iletişimi
güçlendirmeleri ve gençlerin duygusal ihtiyaçlarını karşılamaları önemlidir.

Medya ve popüler kültürün etkisi, gençlerin madde kullanımı üzerinde önemli bir faktördür. Filmler, televizyon dizileri ve şarkı sözleri aracılığıyla madde kullanımı romantize ediliyor ve gençler bunu normalleştiriyor. Gençler, bu tür görsel ve işitsel mesajlardan etkilenip ve madde kullanımını deneme eğilimine gidiyor .

Madde bağımlılığındaki bir diğer endişe verici trend, maddeye kolay erişiminin artmasıdır. Uyuşturucu madde satıcıları, gençleri hedefleyerek okul çevrelerinde veya sosyal medya platformlarında adeta avlıyor. internet üzerinde yapılan illegal satışlar ve kaçak madde ticareti, gençlerin kolayca madde temin etmesine olanak sağlıyor

Madde bağımlılığının gençler arasında artış göstermesi ve kullanım yaşının düşmesi, toplumumuzun geleceği için endişe verici bir durumdur.

Bir gencin madde bağımlısı olması onun çevresinde en az 20 kişiyi kitliyor.

Bağımlı genç suç işlemesin yada başına bela gelmesin diye ,bu maddeden kurtulsun ,akrabalarına zarar gelmesin ,sokakta ölmesin diye bu 20 kişi çabalıyor tabiri caizse savaşıyor. .İşi gücü bu genç
oluyor . Hayatlarının merkezinde bu genç duruyor .Kardeşleri, ablaları, annesi, babası, dedesi ,ninesi ,halası ,dayısı, kuzenleri ,komşuları arkadaşları… Yani en az 20 kişi . Bu insanlar için enflasyon ,ülke sorunları, politika, ,siyaset ,ekonomi, sosyal ilişkiler ,çalışma hayatı daha başka aklınıza ne geliyorsa hepsi ikinci planda dediğim gibi bu 20 kişi bağımlı genç tarafından kilitlenmiş. Ülkemizde en az 100 bin bağımlı olduğunu düşünürsek çevresinde 2 milyon insan hayatlarının merkezinde bir madde bağımlısı insanla uğraşıyor …daha bağımlı suça karışırsa onunla uğraşan kolluk kuvvetlerini ,adalet sağlayıcıları, infaz kurumlarını ,sağlık birimlerini huzuru kaçan vatandaşları ve bu suçtan mağdur olan
insanları saymıyorum bile…

Sorun işte burada başlıyor ülkemde artan madde bağımlısı sayılarıyla ve onlarla uğraşanlarla gelişmişlikten , güvenlikten ,huzurdan ,refahtan nasıl söz edebiliriz.

Bu sorunla mücadelede, ebeveynler, okullar, sağlık kuruluşları ve toplumun diğer kesimleri arasında işbirliği ve bilinçlendirme çalışmaları önemlidir.

Gençlere sağlıklı başa çıkma becerileri, stres yönetimi ve madde kullanımının zararları hakkında eğitim verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, madde bağımlılığıyla mücadelede cezai yaptırımların yanı sıra tedavi ve rehabilitasyon imkanlarının da artırılması gerekmektedir. Ancak, tüm bu çabaların yanı sıra toplumun madde bağımlılığı konusunda farkındalığını artırmak ve önleyici önlemler almak da büyük önem taşımaktadır. Sadece bireysel düzeyde değil, toplumsal düzeyde de sorunun kök nedenlerini ele almak ve çözüm üretmek için adımlar atılması gerekmektedir.

Kullanmasınlar, içmesinler, içen gebersin, biz neler yaşadık içtik mi? Demekle
Yakaladık içeri attık demekle sorunlar çözülmüyor
Nedenleri ne? Bu sorunu ortadan nasıl kaldırabiliriz?
Birlikte nasıl hareket edebiliriz?
Kamu ile sivil toplum ile ortak çalışmaları nasıl oluştururuz ?

Bizler bu soruların cevaplarını vermeden sorunların çözülmeyeceğini biliyoruz.
Peki bizi alıkoyan nedir?

BEN DE ÖZÜR DİLİYORUM

Share This Article
Exit mobile version