40 Yıllık eğitimci kimliğiyle ülkeyi karış karış gezen Türkçe Öğretmeni İbrahim Şora, 1981 yılında atanarak başladığı öğretmenliğe 2018 yılında veda etti. Şora, eğitimciliğin sadece meslek olarak yapılmadığını ve insanın içinde olduğunu belirtti.
Türkçe Öğretmeni İbrahim Şora, 40 yıllık eğitimci kimliğiyle pek çok öğrencinin gönlünde yer tutuyor. Öğretmenliği ve idareciliği büyük bir aşkla yerine getiren Şora, hayatını öğrenmeye, öğretmeye ve yeni bilinçli nesiller yetiştirmeye adadı. Meslek hayatı boyunca Türkiye’yi karış karış gezerek fetheden ve yılmadan 35 yılını okul müdürü olarak, 5 yılını ise Türkçe öğretmenliği yaparak geçirdi.
Mesleğinin 40’ncı yılını tamamladıktan sonra memleketi Susurluk’ ta emekli olmaya karar veren Şora, 1981 yılında atanarak başladığı öğretmenliğe 2018 yılında veda ediyor. Sevdalısı olduğu öğretmenliği yapmaktan onur duyduğunu ifade eden İbrahim Hoca, “Öğretmenlik kutsal bir meslek ve bu mesleği yapma imkanı bulduğum için hem çok mutluyum hem de çok şanslıyım. Her zaman iyi ki öğretmen olmuşum diyorum çünkü hakikaten kutsal bir iş.” dedi.
ÖĞRETMENLİĞİN ‘HAM MADDESİ İNSANDIR’
İbrahim Hoca, yıllarca yanında taşıdığı not defteriyle hem yaşadığı değerli anıları, hem de okuduğu kitaplardan sevdiği sözleri kaydederek kendine arşiv oluşturdu. Okumanın ve yaşanmışlıkları not etmenin bir öğretici için önemli olduğunu düşüncesini taşıyor. Öğretmenliğin en güzel yanının ise hayata yeni ve eğitimli bireyler kazandırmak olduğunu söyleyen Şora, “Öğretmenliğin ham maddesi insandır.
Hz. Muhammedin de bir eğitimci ve öğretmen olarak Müslümanlığı insanlığa öğrettiğini biliyoruz. Yine Baş Öğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün de eğitim ve öğretimde ki çalışmalarını akıllarda. Bizim için çok değerli bu iki kişinin öğretme ve öğrenme üzerinde ne kadar durduklarını bilerek kutsal bir işi yapmanın onurunu yaşıyorum.” şeklinde konuştu.
ÖĞRENCİSİYDİM, VAZİFE ARKADAŞI OLDUM
Öğretmenliğin hayatla birebir ilgili olduğuna dikkat çeken Şora, “40 Yıllık öğretmen olarak çok güzel olaylara tanık oldum. Öğretmenlik yaptığım yıllarda öğrencilerin hayatına dokunarak güzel izler bırakıyoruz. Bir öğrencinin hayatına dokunmak, bir şeyler öğretmek, bilgi yüklemek ve hayata hazırlayabilmek benim hayatımda her zaman çok önemliydi. Ama bir olay var ki yaşadığım beni hep derinden etkiler.
Şöyle ki ortaokul yıllarımda sevdiğim bir hocam vardı. Okul yıllarından sonra yollarımız ayrılmıştı. Daha sonra öğretmenlik vazifesine başladığım Susurluk ortaokulunda sevdiğim hocamla karşılaştım. Üstelik bu defa öğrencisi olarak değil vazife arkadaşı olarak orada bulunuyordum. İlk karşılaşmamızda gözünde ki mutluluğu gördüm, çünkü karşında gördüğü çocukluğunu bildiği öğrencisiydi. O zaman bende iyi ki öğretmen olmuşum dedim.” ifadelerine yer verdi.
İŞİNİ SEVEREK YAPMAK ÖNEMLİ
Öğretmenlikte saygı duymanın önemini ve bir çocuk yetiştirmenin bir ülke yetiştirmek olduğunu belirten Şora, “Hiçbir öğretmen evden çıkarken işe gidiyorum demez, okula gidiyorum diyerek çıkar. Bu okul ise insanın hayatındaki eğitim ve sosyal hayata geçtiği dönüm noktasıdır. Okulun bana kattığı en güzel yanı okuttuğum öğrencilerimin ileride başarılı birer meslek sahibi olduğunu görmek. Bu öğretmenin öğrencilerini hayata güzel hazırladığını gösterir.” şeklinde konuştu.
Yetişen yeni nesil öğretmenler için tavsiyeler veren İbrahim Hoca, “ Genç öğretmen arkadaşlarımızın işlerini benimseyerek ve severek yapmaları çok önemli. Çünkü mesleğini sevmeyen insanlar o mesleği yaparken birçok problemle karşılaşır ve problemler zamanla aşılamaz hale gelince de meslekten soğutur. Ama öğretmenin planlı hareket etmesi bu konuda daha iyi olması için önemli.
Her mesleğin ilk zamanlarında problem yaşatması normaldir. Bu problemler eğitim alanında, okulda, okutulan öğrenci çevresinde ve bölge olabilir ama her zaman planlı hareket etmeli ki tüm sıkıntılar giderilebilsin.” dedi.
24 SAAT EMEK İSTER
Öğretmenliğin 24 saat emek isteyen, dinamik bir meslek olduğuna dikkat çeken Şora, “Öğretmenler sürekli emek sarf ediyorlar ve bu meslek sabah 8 akşam 5 mesaili denilecek kadar basit bir meslek değildir. Çünkü ertesi günü anlatılacak ders konularını ve ertesi gün çıkabilecek eğitimsel problemlerin çözümü 24 saat öğretmenle birlikte yaşar. Meslekte 8 saat çalıştım mesaim bittim diyorsanız öğretmenliği hakkıyla yapamıyorsunuz demektir. Eğer bir öğretmen 24 saat öğretmense aldığı maaşta ona göre olmalı.” diye ifade etti.
Emekli bir öğretmen ve idareci olarak genç öğretmenlere daha fazla maaş verilmesi gerektiğini savunan Şora, “Genç öğretmen araştıracaktır, kitap alacaktık, mesleğini daha iyi yapabilmek için çevresel gezi gibi çalışmalarla öğrencilere daha faydalı olmaya çalışacaklardır. Görev Sorumluluğu bilinciyle hareket ederek vereceği eğitimi de çocuklara sevdirmelidir. Bu yüzden maaş konusunda rahat davranabilmeliler.” şeklinde konuştu.
ÖĞRETMENLİĞİ ÖZLÜYORUM, BAZEN PİŞMAN OLUYORUM
Emekli olduğu için zaman zaman pişmanlık duyduğunu paylaşan Şora, “Öğretmenliği ve idareciliği çok özlüyorum. Şimdilerde bile insanların hayatına dokunuyorum. Örneğin yolda gördüğüm bir taşı kenara alıyorum veya etrafı rahatsız eden bir durum varsa problemi halletmeye çalışıyorum. Yani içim deki eğitimci hala yaşıyor. Eğitimcilik beyin olarak vardır sadece meslek olarak yapılmaz. İşte bu sebeple mesleğimi özlüyorum ve bazen emekli olmasaydım diyorum.” dedi.
Haber: Sena Eğilmez