Bandırma Eğitim İş Başkanı Kadir Taylan, Berat Albayrak’ın bakanlığı döneminde başlayan ve beş yılı geride bırakan kalıcı yaz saati uygulamasına tepki gösterdi. Taylan, çocukların uykuya en ihtiyaç duyduğu yıllarda kör karanlıkta uyandırılmasının hiçbir mantıklı gerekçesi olmadığına dikkat çekerek uygulamanın sona ermesini istedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Enerji Bakanlığı döneminden bu yana uygulanan kalıcı yaz saati uygulaması 5. yılına girerken bir işkenceye dönüştü. Çocuklar karanlıkta okula gidip geliyor. Gün ışığından faydalanmanın güç hale geldiği bu uygulamaya tepkiler her geçen gün yükseliyor. Bandırma Eğitim İş Başkanı Kadir Taylan, kalıcı yaz saati uygulamasına tepkisini dile getirdi.
“HİÇBİR MANTIKLI GEREKÇESİ YOK”
Uygulamanın hem çalışanları hem de çocukları olumsuz etkilediğini ifade eden Taylan, “Bandırma’da şehir dışına taşınan okullardan dolayı birçok öğrenci servis ve toplu taşımaya mecbur bırakıldı. Servis ve toplu taşımada geçen sürelere bir de yoğun trafiği eklersek öğrencilerimiz sabahın erken saatlerinde kalmak zorundalar. Uykuya en ihtiyaç duydukları yıllarda onları kör karanlıkta uyandırmanın hiçbir mantıklı gerekçesi yok. Daha üzerinden uyku mahmurluğunu atamamış çocuklarımız yollara düşüyorlar, ilk saatlerde uykulu gözlerle ders dinlemeye çalışıyorlar.” diye konuştu.
“SABAHIN AYAZINDA YOLA ÇIKMAK ÇOCUKLARI HASTA EDİYOR”
Her sınıfta hastalanıp okula gelemeyen öğrenciler olduğunu ifade eden Taylan, çocukların sabahın ayazında yola çıkmasının etkisinin büyük olduğunun önemle altını çizdi. Toplu taşıma ve servislerin de grip salgınını arttırdığına vurgu yapan Taylan, “Kalıcı yaz saati uygulamasının tasarruf sağlamadığı da ortada. Karanlıkta uyanıyoruz, ışıkları açıyoruz. Çocuklarımızın sağlığını, okul başarısını, toplum psikolojisini ve iş verimliliğini olumsuz etkileyen bu uygulamada inat edilmesinin anlaşılır bir yanı yok” dedi.
“OKULLARDA BESLENME DEVLET TARAFINDAN GÜVENCE ALTINA ALINMALI”
Okullarda çocuklara eğitimin yanında beslenmenin de kamu hizmeti olarak verilmesi gerektiğini dile getiren Taylan, yetersiz beslenen çocuklarda sağlık problemleri ve gelişim sorunları görülme olasılığı diğerlerine göre daha yüksek olduğuna değindi. Öğrencinin yetersiz beslenmesinin ders başarısını da olumsuz etkilediğine vurgu yapan Taylan, “İstatistiklere göre her dört çocuktan biri okula aç geliyor. Çocuklarımız lavabolardan su içmek zorunda kalıyor. Ülke olarak çocuklarımıza içme suyu sağlayacak ve bir öğün ücretsiz yemek verecek güçteyiz. Eğitim hakkı gibi beslenme hakkının da devlet tarafından güvence altına alınması şart” şeklinde konuştu.
“ÇOCUKLARI HER GÜN RİSKE ATMAYALIM”
Artan maliyetler ve servis ücretleri nedeniyle çok fazla sayıda öğrencinin toplu taşımayı tercih ettiğini anlatan Taylan, “Okul giriş ve çıkış saatlerinde ise yoğunluk yaşanıyor. Otobüsler yeterli gelmiyor. Bazı okulların şehre uzak olmasından dolayı öğrenciler yollarda uzun zaman geçiriyorlar. Devlet Hastanesi Kavşağında yaşanan trafik yoğunluğu ulaşımı aksatıyor ve kazalara da davetiye çıkarıyor, yakında da burayla ilgili bir çalışma yapılacak gibi görünmüyor. En kısa zamanda, ilçemizde trafik yoğunluğunu çözecek önlemler alınması gerekiyor. Çocuklarımızı her gün riske atmanın anlamı yok” diyerek eleştirilerine dile getirdi.