İstemeyerek de olsa içine çekilen tuzakların habersiz varisleri haline getiriliyor insanlık.
Bilmeyerek baba ile kızı, veya kardeş ilişkisine kapılarını açan sperm bankaları zemini hazırlıyor.
Dört koldan başta dinimiz olmak üzere, aile yapımız kültürümüz, örf ve adetlerimiz sömürülüyor.
İnsanların en zayıf noktalarını hedefleyerek en alıcı noktalarından vuruyorlar..
Son yılların en çok konuşulan konuların başında geliyor. Çok sayıda gelişmiş ülkelerde sperm donörlüğü, çeşitli merkezlerde uygulanıyor.
ABD, Belçika, İtalya, Almanya, İngiltere, Danimarka ve Kıbrıs olmak üzere.
Standartlara uygun sperm bankaları donörlerden her bir bağış için 500 dolar kazanırken yılda 60 bin dolarlık gelir elde ediyorlar, karlı olan gelirlerini ise 7 milyar dolara çıkardılar.
Ülkemizde sperm bankaları yasal değildir. Fakat binlerce Türk kadını çocuk sahibi olabilmek için bu bankalara baş vuruyor.
Düşünsenize dünya çapında yüzlerce biyolojik çocuğu olan bir baba ve yüzlerce babasız büyüyen çocuklar..
Ensest yada akraba evliliği riski taşıyan birliktelikler.
Çok tehlikeli sularda yüzülmeye başlandı.
Cinsiyetsiz çocuklar, yapay rahimler, sperm bankaları, eşcinselliğe destek bunlardan kaçınılmaz bir kaçı. Ahlaksızlığa kapı aralayan sözde insan haklarını savunan yasalar.
Olmaz olsun böylesi toplumu çöküşe sürükleyen, benliği yok eden, imanın nurunu söndüren.
Demokraside İslâm’a ve Rabbinin hakimiyetine yer yoktur .
Biri Allah’ın hukümleri olan, diğeri ise halk veya onların yerine hüküm koyma kararı verenlerdir.
Özgürlük ayrı bir boyut, Modern yaşam denilen çağdaşlık ise, değerleri elinden alınan insanlığın başının belasıdır.
Hayat güzel hem de fazlasıyla.
Ancak doğru ve düzgün bir yaşam sınırlarınızı belirler.
Bir daha ki yazımda görüşmek dileğiyle..
YAZAR: Meliha ATEŞ