Diyabetin, kan şekerinin dengesizleştiği bir hastalık olduğunu vurgulayan Atmaca, diyabeti olmayan bireylerde beslenme düzensizliklerine rağmen kan şekeri seviyelerinin normal seyrettiğini ancak diyabetik bireylerde pankreastan salgılanan insülinin yetersizliği nedeniyle bu denge kurulamadığını açıkladı. Uzun süreli açlık durumlarında, kan şekerinde yaşanan ani düşüşlerin veya sağlıksız beslenme alışkanlıklarının kan şekerinin ciddi şekilde yükselmesine neden olabileceğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Atmaca, oruç tutma konusundaki risklerin mevsime, coğrafyaya ve hastanın genel durumuna bağlı olarak değişebileceğini ifade etti. Tip 1 diyabet, kontrolsüz tip 2 diyabet, hipoglisemi yaşayanlar, yoğun insülin tedavisi alanlar, diyabetik gebeler ve böbrek yetmezliği olan hastaların oruç tutmaması gereken hastalar arasında olduğunu belirtti.
Oruç ve diyabet ilişkisinin üç grupta değerlendirilebileceğini söyleyen Atmaca, koşulsuz oruç tutmaması gereken hastalar, belirli önlemleri alması koşuluyla oruç tutabilecek hastalar ve oruç tutabilecek hastalar olarak gruplandırdı. Oruç tutma durumunda dikkat edilmesi gereken unsurları da vurgulayan Atmaca, hastaların hekimleriyle iletişimde kalarak uygun bir tedavi düzenlemesi yapmaları gerektiğini söyledi.
Oruç tutma sürecinde, kan şekerinde ani düşmeler veya belirli bir seviyenin üzerinde yükselmeler yaşanması durumunda orucun sonlandırılması ve bir sağlık profesyoneline başvurulması gerektiğini belirten Atmaca, sahura kalkma, yeterli sıvı alımı ve beslenme içeriği ve miktarına dikkat etmenin önemine değindi. Özellikle tatlı ve hamur içerikli gıdalardan kaçınılması ve kilo sorunu olan hastalar için kalori sınırlamasının önemine vurgu yaptı.
HABER MERKEZİ
ASAYİŞ
5 gün önceDÜNYA
26 gün önceGÜNDEM
27 gün önceASAYİŞ
30 gün önceGÜNDEM
20 Eylül 2024DÜNYA
20 Eylül 2024DÜNYA
20 Eylül 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.