Delege seçimleri başladı.
Kulisler hareketlendi.
Kim kiminle karıştı, anlaştı belli değil.
Karışmayan tek şey, kiminle olursam ileride bir yere gelebilirim planı.
Lideri güçlü ve biat kültürü yer etmiş partilerde pek etkili olmasa da lider arayışı hiç bitmeyen siyasi örgütlerde ,örneğin CHP’de delege seçimleri ile başlayan kurultay süreci önemli.
Bir de en CHP’liler ile en solcular(!) var.
İşte bu zihniyet sahipleri delege seçimi öncesi en keskin pozlarını takınım kuşanıyorlar “en” özeliklerini.
Başlıyorlar parti içinde bir adam öne çıkma potansiyeli olanlara saldırmaya.
Mantık hiç değişmeden süregeliyor işte. “Küçük olsun bizim olsun.” Ya da şu ilçe başkanı , il başkanı… olursa ben de belediye başkanı , meclis üyesi… olurum hesabı.
O zaman da böyle oluyor işte.
Susurluk’ta şimdilik iki aday çarpıyor göze.
Mevcut ilçe başkanı Ümit Bekir BARUT ile eski Vatan Parti ilçe başkanı Murat KULA.
Ümit Bekir BARUT , her üyeye eşit mesafede, eleştiriye açık, ülke geleceğini kendi geleceğinden ön planda tutan anlayışı ile toparlayıcı oldu. Bölmedi.
CHP’nin yerel seçimlerde göstereceği her hangi bir aday ismini ön plana çıkarmadı.
Millet ittifakının ortak adayı olan Nurettin GÜNEY ile kamuoyu önünde ağız dalaşına girmedi; trübünlere şirin görünmek için dayanaksız siyaset yapmayı yeğlemedi.
Mutlak yerel yönetimi eleştirdiği zamanlar oldu. Lakin bu eleştirileri ne sosyal medyada ne de yerel medyada kullanarak prim yapma yolunu seçmedi.
Bu olgunluk göstergesidir.
Murat KULA ise tam tersi. Hırslı.
Hani derler ya”allem etti, kallem etti ” CHP’den meclis üyesi olmaya başardı.
Lakin bu görevindeki eleştirileri yapıcı olmaktan uzak. Daha çok prim toplamaya yönelik.
İlçeye çok güzel bir Kültür Merkezi binası kazandırılmış, ve bu merkezde günlerce tiyatro, sinema, kültür etkinlikleri… yapılmış. Onu takdir etmek yerine tiyatro kuyruğundan canlı yayın yapmak neyin nesi?
Park, ilçemizin ailecek oturulup hoşça vakit geçirilebileceği güvenli bir yer.
Evet ticari değil. Kar amacı da gütmemeli ama yaşamalı da. (Yaşamdığı zaman, özelleştiriliyor. Özelleşince de gördük).
Orada onlarca üniversite öğrencisi çalışıyor.
Tüm bunların yanında ilçemizde çay satarak ekmek kazanan bir esnaf var.
Şimdi çayın normal kahvehane fiyatına satılmasını gündem yapmanın ne alemi var?
Üç buçuk Lira. Nedir ya?
İşte trübünlere oynamak budur.
Ucuz siyaset budur.
Parkın -eğer varsa- temizlenmediğini eleştir, hizmet kalitesini eleştir… Ama ilçenin en gözde mekanında çayın üç buçuk Lira’ya satılmasını ilçenin en büyük sorunuymuş gibi lanse etmeye kalkarsan bunun iyi niyetli bir eleştiri olduğuna kimse inanmaz.
Ben inanmam.
İşin özeti :”CHP’nin birlikte hareket edebilme kabiliyetinin sürdürebilmesi açısından benim gönlüm yine Ümit Bekir BARUT’tan yana.”
YAZAR: Levent GÜNDOĞAN