İRAN-İSRAİL SAVAŞI

Eski savaşlar bitti.

Asker sayısının pek bir hükmü kalmadı.

Teknoloji girdi devreye.

İran Genel Kurmay Başkanı’nın yatak odasına gönderilen bir füze gösterdi ki ne kadar çok askere sahip olsanız ve askerleriniz ne denli kahraman ne denli güçlü olsa da göğüs göğüse çarpışma fırsatı bulamayacaklar.

Fizik, matematik… bilmek ; bilimi rehber edinmek lazım önce.

İran-İsrail savaşı en yakın örnek.

Hiç duydunuz mu İran ordusu ile İsrail askerleri şurada karşı karşıya geldiler?

Duymadınız.

İHA, Dron, Füze, demir kubbeler… var artık.

Kim koordinat hesaplarını iyi yapıyor, kimde demir kubbeler var, kimin füzesi bu kubbeleri deliyor… o, kazanıyor.

Açık işgal dönemi de bitti.

Rejim değişikliği diyorlar.

Demokrasiyi getireceğiz diyorlar.

Kukla yönetimler ve işbirlikçi burjuvazi ile ülkelerin tüm varlıklarını risk almadan istedikleri gibi ele geçiriyorlar. İnsan gücü dahil.

Afganistan, Irak ve Suriye’de olduğu gibi.

Yani tüm bunlar ortadayken hala Osmanlı torunu olmakla, Ebabil kuşları beklemekle nereye varırız ortada.

“Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir” sözü aslında Atatürk’ün yeni kurulan Cumhuriyeti Osmanlı dönemindeki cehaletten kurtarmak ve ülkeye yeni bir yol belirlemek içindi.

Kararlı davranamadık.

Layık olamadık. Laik kalamadık.

Allah ile korkutma, uydurma hadislerle kandırma, şeyh şıh elleri, cennete gitme hayalleri… özellikle kırsalda ağır bastı.

Kırsalı hurafelerden, din simsarlarının masallarından kurtaracak Köy Enstitüleri de tarikatlardan beslenen siyasilerin işine gelmedi. Kapatıldı.

Her köyde bir ilkokul vardı. Doğal olarak o okulun öğretmenleri vardı. Kahvelerde oturup sohbet ederlerdi. Köylüyü bilimsel anlamda aydınlatırlardı.

O, okullar da kapatıldı.

Taşımalı dediler. Kırsalı öğretmenlerden arındırdılar.

Sonuçta köylerde zübük siyaseti aldı başını gitti.

Kentlerde farklı mı durum?

Bugün ülkenin en iyi liseleri darmadağın edildi.

En iyi üniversiteleri kuşatma altında.

Bir kültürümüze uymuyor diye tutturuldu ; her yan İmam Hatip doldu.

Ülkede iyi eğitim alma olanağını nerdeyse kalmadı.

Seçim çalışmalarını tarikatlarla, şeyhlerle, şıhlarla yürüten siyasiler durumdan hoşnut.

Her şeyi kadere bağlayan bir halkı yönetmek çok kolay.

Bakalım nereye kadar?

İran-İsrail savaşı çok uzun sürmez.

İsrail deneme yapar.

İran yorgun düşer.

İran’a demokrasi(!) getirme söylemleri başlar.

Sonrası: Suriye, Irak, Afganistan…. falan

YAZAR: Levent GÜNDOĞAN

Share This Article
Exit mobile version