İsrail, Lübnan’daki ateşkesi ihlal ederek ABD’nin 5 milyon dolar ödül koyduğu Hizbullah komutanı Heysem Ali Taba Tabayi’yi Beyrut’ta hedef aldı. Netanyahu saldırıların devam edeceğini açıklarken, uzmanlar İsrail’in çok cepheli savaş stratejisini değerlendiriyor.
Beyrut’ta Hedef: Üst Düzey Hizbullah Komutanı
İsrail, Eylül 2024’te ilan edilen ateşkese rağmen Lübnan’a yönelik saldırılarını sürdürüyor. Son olarak, Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından ve askeri kanadını toparlamakla görevli Heysem Ali Taba Tabayi, Beyrut’ta düzenlenen bir saldırıda hedef alındı. 2016’dan beri ABD tarafından “aranan terörist” listesinde bulunan ve başına 5 milyon dolar ödül konan Taba Tabayi’nin hayati durumu netleşmezken, saldırı bölgede gerilimi tırmandırdı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yaptığı açıklamada, Hizbullah’ın yeniden güçlenmesine asla izin verilmeyeceğini belirterek saldırıların süreceği sinyalini verdi. Hizbullah ise misilleme yapacağı tehdidinde bulundu. İsrail’in, son ateşkes döneminde ihlal sayısının 5 bini aştığı belirtiliyor.
Çok Cepheli Savaş Stratejisi ve Lübnan’daki Güç Boşluğu
Gazeteci analist Güngör Yavuz Aslan’a göre bu saldırı, İsrail’in Gazze, Suriye, Yemen ve Batı Şeria’yı da kapsayan çok cepheli saldırı stratejisinin bir parçası. Lübnan özelinde ise durum daha karmaşık. İsrail’in işgal ettiği bölgelerden çekilmediği, Lübnan ordusunun zayıf kaldığı ve Birleşmiş Milletler barış gücünün (UNIFIL) etkisizleştiği bir ortamda İsrail, “ölüm listesi” olarak adlandırılan hedeflere yönelik operasyonlarını sürdürüyor. Güney Lübnan’da üst düzey komutan kayıplarıyla zayıflayan Hizbullah’ın, toparlanma potansiyeli ise halen bir tehdit olarak görülüyor.
Suriye Cephesi: Stratejik Hedefler ve Tampon Bölgeler
İsrail’in saldırgan stratejisi sadece Lübnan ile sınırlı değil. Suriye’nin güneybatı hatlarında, özellikle Süveyda bölgesinde askeri varlığını ve nüfuzunu artırdığı bildiriliyor. Bölgedeki Dürzi topluluklar üzerinden etki alanı oluşturan İsrail’in, Suriye ordusunun tam kontrol sağlayamadığı bu bölgelerdeki nihai hedefleri arasında başkent Şam ve diğer stratejik noktalar yer alıyor. Analizlere göre, İsrail’in oluşturduğu koridor ve tampon bölgeler, Suriye’nin normalleşme sürecinin önündeki en büyük engellerden biri.
Bölgesel Hakimiyet Mücadelesi ve “Şii Hilali”
Lübnan ve Suriye’deki bu gelişmeler, daha geniş bir bölgesel savaş dinamiğinin parçaları olarak yorumlanıyor. İsrail’in, “Şii Hilali” olarak adlandırılan İran destekli güçlere (Hizbullah, Hamas, Husiler) yönelik saldırılarıyla bölgesel hakimiyet peşinde olduğu belirtiliyor. Bu kapsamda, Gazze’de de ateşkesin sık sık ihlal edildiği ve Hamas’ın yeniden toparlanma çabaları içinde olduğu ifade ediliyor. Tüm bu unsurlar, bölgenin yeni çatışmalara gebe olduğuna işaret ediyor.
Uluslararası Tepki ve İstikrar Arayışı
Uzmanlar, İsrail’in saldırganlığının sadece devlet dışı aktörlerle sınırlı kalmayıp, fiilen devletleri de hedef aldığını vurguluyor. Bölgesel barış ve istikrarın sağlanabilmesi için BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçmesi gerektiği sık sık dile getiriliyor. Ancak, uluslararası güvenlik mimarisindeki zayıflıklar, ateşkeslerin uygulanamaması ve dış aktörlerin ağırlığı, devam eden çatışma risklerini daha da artırıyor.
