FETÖ üyesi Mevlüt Mert Altıntaş’ın, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Karlov’u öldürmesinin üzerinden 7 yıl geçti. Detaylar yazımızda.KARLOV SUİKASTINDA YENİ GELİŞME!
Yıllar geçtikçe bazı olaylar, kamuoyunun gündeminden silinmiş gibi gözükse de, pek çok soru işareti ve belirsizlik taşımaya devam eder. 7 yıl önce Ankara’da düzenlenen bir fotoğraf sergisinde Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, FETÖ üyesi Mevlüt Mert Altıntaş tarafından suikasta uğradı. Bu trajik olay, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırmış ve ardında birçok soru bırakmıştır. Son yapılan polis operasyonuyla, suikastın ardındaki bağlantılara dair yeni gelişmeler gün yüzüne çıkarıldı. Altıntaş’ın eylemi sırasında aldığı talimatlar ve yargı sürecindeki son durum, olayın üstündeki perdeyi aralamak için bir fırsat sunuyor. Bu yazıda, Karlov suikastinin arka planına ve son gelişmelere derinlemesine bakacağız.
7 yıl önce Ankara’da bir fotoğraf sergisine katıldığı sırada FETÖ üyesi Mevlüt Mert Altıntaş tarafından öldürülen Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Gennadiyeviç Karlov suikastının ardından 7 yıl geçti. Altıntaş’ın bu kanlı eyleminde tetiği çektiği FETÖ üyesi olduğu bilinen Şahin Söğüt’ün eşi olan A.S., İstanbul’da gerçekleştirilen polis operasyonu sonucunda yakalandı.
Karlov suikastı, sadece uluslararası ilişkiler açısından değil, aynı zamanda Türkiye’nin iç güvenlik sorunları açısından da önemli bir dönüm noktası olmuştu. KARLOV SUİKASTINDA yaşanan gelişmeler, o dönemden bu yana süregelen tartışmaları yeniden alevlendirdi. A.S.’nin yakalanması, yürütülen soruşturmaların ve operasyonların titizliğini gözler önüne seriyor.
Bu süreçte, Karlov suikastının arka planında yatan FETÖ yapılanmasının nasıl işlediği ve bu tür eylemlerin önlenmesi için alınması gereken önlemler de gündeme geliyor. Türkiye, uluslararası düzeyde bu tür saldırıları önlemek için daha sıkı bir işbirliği içinde çalışmayı amaçlıyor. A.S.’nin yakalanması ile birlikte, suikastin organize edildiği hücre yapısına ilişkin daha fazla bilgi edinmek ve müdahale etmek mümkündür.
Önümüzdeki günlerde, suikastla ilgili daha fazla detayın gündeme gelmesi bekleniyor. Hem Türkiye hem de Rusya, olayın aydınlatılması için gereken tüm adımları atmaya kararlı.
Tetikçi, talimatı suikastten 10 gün önce FETÖ’nün hücre sorumlusundan aldı
Andrey Gennadiyeviç Karlov’un suikasti, dünya genelinde büyük yankı uyandırdı ve hala birçok detay gizemini korumakta. Olayın tetikçisi Mevlüt Mert Altıntaş, suikasttan tam 10 gün önce KARLOV SUİKASTINDA FETÖ’nün hücre sorumlusuyla iletişime geçti. Bu talimat, Altıntaş’ın eylemi gerçekleştirilmeden önceki süreçte almış olduğu net bir emir niteliğindeydi.
Yapılan incelemeler sonucunda, Altıntaş’ın bu talimatı almak üzere belirli bir plan dahilinde hareket ettiği belirlendi. FETÖ’nün içerisindeki örgütlenmenin nasıl işlediği ve tetikçinin nasıl motive edildiğine dair detaylar, kamuoyunun dikkatini bir kez daha bu konuya çekti. Olayın araştırılması esnasında, bu tür talimatların ardındaki yapı ve stratejilerin ne kadar derin olduğuna dair kaygılar da giderek artmakta.
Bu yeni gelişmeler, Karlov suikastinin sadece bir cinayet değil, aynı zamanda karmaşık bir örgütsel eylem olduğunu gözler önüne seriyor. Bundan sonraki süreçte, FETÖ’nün diğer hücreleriyle bağlantılarının ortaya çıkarılması ve detaylı bir soruşturma sürecinin yürütülmesi bekleniyor.
Eylemin talimatını veren hücre sorumlusunun eşinde Byloc veri kayıtları çıktı
Yapılan polis operasyonları sonucu elde edilen verilere göre, 2016 yılında gerçekleşen KARLOV SUİKASTINDA eyleminin talimatını veren FETÖ hücre sorumlusunun eşinin elinde Byloc veri kayıtları bulundu. Bu durum, suikastın arkasındaki yapının daha karmaşık bir şekilde organize olduğunu ortaya koyuyor. Byloc, FETÖ mensupları arasında iletişim sağlamak için sıkça kullanılan bir uygulama olarak biliniyor. Elde edilen kayıtların incelenmesi, FETÖ’nün hücre yapısına dair önemli bilgiler sunabilir ve gelecekteki operasyonlar için ipuçları taşıyabilir.
Bilgilerin detayları, eylemin planlanmasında yer alan kişilerin kimliklerini, iletişim ağılarını ve suikastın gerçekleştirilmesinde yer alan başka şahısların rollerini aydınlatma potansiyeline sahip. Bu verilerin analizi, sadece KARLOV SUİKASTINDA değil, benzer olayların aydınlatılmasında da kritik bir öneme sahip olabilir. Yapılan soruşturmaların bu tür veriler üzerinde yoğunlaşması, güvenlik güçlerinin FETÖ örgütü ile mücadelesinin etkinliğini artıracaktır.
Suikastın Geçmişi
KARLOV SUİKASTINDA, 19 Aralık 2016 tarihinde meydana geldi. O gün, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Gennadiyeviç Karlov, bir sanat sergisinde etkinlik esnasında Mevlüt Mert Altıntaş tarafından vurularak hayatını kaybetti. Bu olay, hem Türkiye hem de uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı. Suikast, Türkiye-Rusya ilişkilerini gerginleştiren ve dünya genelindeki siyasi dengeleri etkileyen bir dönüm noktası oldu.
Altıntaş’ın, FETÖ ile bağlantılı olduğu öne sürülen bir kişi tarafından yönlendirildiği ortaya çıktı. Olayın hemen ardından yapılan araştırmalar, Altıntaş’ın FETÖ mensuplarıyla irtibatlı olduğunu ve suikast öncesi talimat aldığını gösterdi. Aynı zamanda, bu suikastın, Türkiye’de FETÖ’nün gerçekleştirdiği diğer eylemlerle bağlantılı olduğu düşünülmektedir.
Suikastın ardından, Türkiye ve Rusya arasında yapılan diplomatik çabalar, her iki ülkenin de bir kriz çıkmadan durumu kontrol altına almak için ortak hareket etme istekliliğini gösterdi. Karlov’un suikasti, gazeteciler tarafından dünya genelinde büyük bir haber olarak karşılandı ve siyasetteki birçok aktörün tutumunu etkiledi.
Toplumda büyük bir infial yaratan bu olay, FETÖ’nün uluslararası ilişkiler üzerindeki etkisini de ortaya koymuş oldu. Karlov’un öldürülmesi, yalnızca bir suikast değil, aynı zamanda siyasi bir mesaj olarak da yorumlandı. Böylece, KARLOV SUİKASTINDA sürecinde yaşananlar, ilerleyen yıllarda birçok tartışmaya ve analizlere de temel oluşturdu.
EKREM İMAMOĞLU ADAYLIĞINI AÇIKLADI!
Son günlerde siyasi atmosferin ısındığı Türkiye’de, Ekrem İmamoğlu’nun adaylık açıklaması gündemi sarstı. İmamoğlu, yaptığı basın toplantısında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yeniden aday olacağını duyurdu. Önceki dönem başkanlık seçimlerinde gösterdiği performansla dikkat çeken İmamoğlu, yine de hedeflerinin büyük olduğunu vurguladı.
İmamoğlu, açıklamasında KARLOV SUİKASTINDA gibi önemli olayların ardından siyasi istikrarın önemine değinerek, Türkiye’nin demokrasisinin güçlenmesi için mücadele edeceğini belirtti. Ayrıca, vatandaşların taleplerine kulak vererek, şeffaf bir yönetim anlayışıyla yola devam edeceğinin altını çizdi.
Bu açıklama, partisi CHP içerisinde de geniş bir destek bulurken, İmamoğlu’nun siyasi kariyerindeki bu yeni adımın nasıl bir etki yaratacağı merakla bekleniyor.