Bandırma’da yapılan İklim Krizi Çalışma Grubu toplantısında, Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununa dikkat çekildi ve çözüm önerileri tartışıldı.Kent Konseyleri, Türkiye’nin en önemli çevre sorunlarından biri olan müsilajla mücadele etmek için bir araya geliyor. Türkiye Kent Konseyleri Platformu (TKKP) İklim Krizi Çalışma Grubu’nun ilk toplantısı Bandırma’da gerçekleştirildi ve burada denizlerimizdeki ölümleri tetikleyen müsilaj sorununa dair kritik kararlar alındı. Toplantıda yapılan açıklamalarda, Marmara Denizi’nde yaşanan bu çevresel sorun üzerine çarpıcı uyarılar yapıldı. Uzmanlar, müsilajın yalnızca bir sonuç olduğunu, kalıcı çözümler için temel sebeplerin ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, biyolojik arıtma sistemlerine olan ihtiyaç da dile getirildi. Kent Konseyleri, Marmara Denizi’nin sağlığı için harekete geçmeye kararlı ve bu mücadelede her bireyin üstüne düşen sorumluluğu unutmaması gerektiğini savunuyor.
- Türkiye Kent Konseyleri Platformu(TKKP) İklim Krizi Çalışma Grubu’nun ilk toplantısı Bandırma’da yapıldı. Toplantının ardından açıklanan sonuç bildirgesinde özellikle Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununa dikkat çekildi.
- SARI: “MÜSİLAJ BİR SONUÇTUR VE NEDENLERİ ORTADAN KALDIRILMADAN BİTMEZ”
- SARI: “BİYOLOJİK ARITMALARA İHTİYACIMIZ VAR”
- BİNBAŞ: “MARMARA DENİZİ BİZİM FOSEPTİĞİMİZ DEĞİLDİR”
Türkiye Kent Konseyleri Platformu(TKKP) İklim Krizi Çalışma Grubu’nun ilk toplantısı Bandırma’da yapıldı. Toplantının ardından açıklanan sonuç bildirgesinde özellikle Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununa dikkat çekildi.
Bandırma’da gerçekleştirilen Türkiye Kent Konseyleri Platformu (TKKP) İklim Krizi Çalışma Grubu’nun ilk toplantısında, kentlerde iklim değişikliğiyle mücadele etme stratejileri masaya yatırıldı. Toplantıda, Kent Konseyleri olarak, yerel yönetimlerin iklim politikalarına katkıda bulunma ve çevre sorunlarına daha fazla dikkat çekme vurgusu yapıldı. Özellikle Marmara Denizi’nde yoğunlaşan müsilaj problemi, toplantıda kritik bir konu olarak ele alındı.
Sonuç bildirgesinde, müsilajın sadece çevresel bir sorun olmadığı, aynı zamanda bu durumun sosyal ve ekonomik etkilerine dair analizler yapıldığı ifade edildi. Bu bağlamda, karar vericilerin daha etkin ve sürdürülebilir çözümler üretmesi gerektiği vurgulandı. Toplantıda, müsilajın arındırılmasıyla birlikte deniz ekosisteminin korunmasına yönelik çeşitli öneriler sunuldu.
TKKP, bu tür toplantıların devam edeceğini ve yerel halkın da bu süreçlere dahil edilmesi gerektiğini belirterek, herkesin sorumlu birer çevre koruyucusu olmasının önemini vurguladı. Böylece, Kent Konseyleri aracılığıyla birlikte daha temiz bir Marmara Denizi ve sağlıklı bir çevre hedefine ulaşılması hedefleniyor.
SARI: “MÜSİLAJ BİR SONUÇTUR VE NEDENLERİ ORTADAN KALDIRILMADAN BİTMEZ”
Çevresel sorunları önlemek ve çözüm yollarını belirlemek amacıyla gerçekleştirilen toplantıda, Bandırma’daki süreç hakkında önemli açıklamalarda bulunan Sıdıka SARI, müsilajın asıl nedenlerinin ortadan kaldırılmadığı sürece sorunun devam edeceğini vurguladı. SARI, Müsilaj bir sonuçtur ve nedenleri ortadan kaldırılmadan bitmez diyerek bu durumun sadece yüzeysel çözümlerle geçiştirilemeyeceğini belirtti.
Kent Konseyleri olarak, çevre temizliği ve kirliliği ile mücadelede sürekli olarak yenilikçi ve kalıcı çözümler geliştirmek gerektiğini ifade etti. Bu bağlamda, toplumsal duyarlılığın artırılması, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi ve halkın bilgilendirilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Özellikle Marmara Denizi’nde artan müsilaj sorununun, tarımda aşırı kimyasal kullanım ve endüstriyel atıkların denize bırakılması gibi insan kaynaklı faktörlerden kaynaklandığına dikkat çekildi. SARI, Eğer bu nedenler üzerine gidilmezse, müsilaj tekrar ortaya çıkacak ve daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağız, diye ekledi.
Böylece, Kent Konseyleri platformunun, hem bu sorunla yüzleşmek hem de kalıcı çözümler bulmak için çalışmaları devam edecek.
Kent Konseyleri, özellikle Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorunu karşısında farkındalık oluşturma çabalarını sürdürmektedir. Bu toplantılar ve gerçekleşen tartışmalar, bölgedeki ekolojik dengeyi korumak ve sürdürülebilir çözümler geliştirmek için önem taşımaktadır.
SARI: “BİYOLOJİK ARITMALARA İHTİYACIMIZ VAR”
Bandırma’da gerçekleştirilen Türkiye Kent Konseyleri Platformu (TKKP) İklim Krizi Çalışma Grubu toplantısında, müsilaj sorunuyla ilgili önemli vurgular yapıldı. Bu bağlamda SARI, denizlerimizin sağlığı için Kent Konseyleri olarak biyolojik arıtma sistemlerine acilen ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Sadece müsilaj sorununu ele almanın yeterli olmadığını, aynı zamanda su ve deniz ekosistemini koruyacak bütüncül yaklaşımlar geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
SARI’nın açıklamalarına göre, biyolojik arıtmanın uygulanması, deniz suyu kalitesini artırarak sağlıklı bir ekosistemin yeniden oluşmasına zemin hazırlayacaktır. Bu tür su arıtma sistemlerinin yaygınlaştırılması ise, çevre politikalarının ve düzenlemelerin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Kent Konseyleri’nin bu konuda koordinasyon sağlaması ve yerel yönetimleri bu arıtma çözümlerini hayata geçirmeye teşvik etmesi gerektiği vurgulandı.
Kent Konseyleri, yerel kamuoyunun sesi olmanın yanı sıra, çevresel sorunlara karşı duyarlılıkları ile de dikkat çekmektedir. Müsilaj sorunu gibi önemli sorunlar karşısında toplumsal farkındalığı artırmak ve çözüm önerileri geliştirmek için bir araya gelmeleri büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, müsilajın Marmara Denizi’nde yarattığı olumsuz etkileri gidermek adına yapılan çalışmalar, kent konseylerinin rolünü daha da önemli hale getirmektedir.
Görselde de görüldüğü üzere, Kent Konseyleri çatısı altında gerçekleştirilen etkinlikler, sorunun ciddiyetini ele alarak toplumu bilinçlendirme amacını gütmektedir. Toplantılarda alınan kararlar ve öneriler, yaşadığımız çevre için olumlu bir değişim yaratma yolunda atılmış önemli adımlardır.
BİNBAŞ: “MARMARA DENİZİ BİZİM FOSEPTİĞİMİZ DEĞİLDİR”
Bandırma’da gerçekleştirilen toplantıda konuşan Kent Konseyleri üyesi Binbaş, Marmara Denizi’nin mevcut durumuna dair çarpıcı ifadelerde bulundu. Binbaş, “Marmara Denizi bizim foseptiğimiz değildir” diyerek, denizin temizliği ve ekosisteminin korunması konusunda vurgu yaptı.
Binbaş, kıyılara dökülen atıkların ve kirliliğin bu doğal su kaynağındaki canlılar için ciddi tehdit oluşturduğunu belirtti. Kontrolsüz gelişim ve plansız yerleşimlerin kirliliği artırdığını ifade eden Binbaş, acil eylem planlarının oluşturulması gerektiğini söyledi.
Marmara Denizi’nin ekosisteminin korunması için gerekli adımların atılmadığı sürece, bu sorunların devam edeceğine dikkat çeken Binbaş, kent konseylerini ve yerel halkı bu konuda daha duyarlı olmaya davet etti.
Denizin temizlenmesi için gereken kaynakların sağlanması ve çevre bilincinin artırılması gerektiğini dile getirdi. Bu bağlamda, Kent Konseyleri arasında işbirliğinin artırılması ve etkin projelerin hayata geçirilmesi önem taşımaktadır.