Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Rusya’nın 2028 sonrasında bir NATO üyesine saldırma ihtimaline dikkat çekerek, “Barış içinde geçirdiğimiz son yazı yaşadık” ifadesini kullandı. Bu açıklama, Avrupa’da yükselen savaş gerilimine dair endişeleri bir kez daha gündeme taşıdı.
Pistorius’un bu uyarısı, askeri uzmanlar ve istihbarat birimlerinin değerlendirmeleriyle örtüşüyor. Uzmanlar, Rusya’nın önümüzdeki birkaç yıl içinde güç toplayarak NATO’nun doğu kanadındaki bir ülkeye karşı askeri harekât düzenleyebileceği görüşünde. Fransa Genelkurmay Başkanı Fabian Mandon da benzer bir zaman dilimine işaret ederek, Rusya’nın 3-4 yıl içinde harekete geçebileceğini, ancak Fransa’nın böyle bir senaryoya henüz hazır olmadığını açıkladı.
Rusya’dan Sert Tepki: “Berlin’i Dördüncü Kez de Alırız”
Rusya tarafından ise bu açıklamalara sert yanıt geldi. Rusya Komünist Partisi Lideri Gennadi Zyuganov, Almanya’nın endişelerini küçümseyerek tarihe atıfta bulundu ve “Berlin’i üç kez aldık, gerekirse dördüncü kez de alırız” şeklinde konuştu. Bu sözler, diplomatik gerilimi daha da tırmandırdı.
Savunma Sanayii ve Ekonomik Çıkarlar
Analistler, savaş retoriğinin arkasında güçlü ekonomik çıkarlar olduğunu vurguluyor. Savunma sanayii, devam eden çatışmalar nedeniyle hızla büyüyor ve yüksek kar marjları elde ediyor. Ukrayna’ya sağlanan bir hava savunma mühimmatının maliyeti 100 dolar civarındayken, satış fiyatının 1000 doları bulduğu belirtiliyor. Bu karlılık, savaşın devam etmesinden yana olan ekonomik baskıları artırıyor. Almanya başta olmak üzere birçok Batılı ülke, savunma bütçelerini önemli ölçüde artırma kararı aldı.
Fransa’dan Eleştiri ve Askeri Hamle
Avrupa Birliği’nin doğu sınırlarını korumak için “insansız hava aracı duvarı” projesi, Fransa Genelkurmay Başkanı tarafından eleştirildi. Mandon, askeri ihtiyaçların belirlenmesi görevinin siyasi kurumlara değil, silahlı kuvvetlere ait olduğunu ifade etti. Diğer yandan Fransa, Ukrayna’ya 2000 asker göndererek somut bir askeri adım attı. Bu tür destekler, uluslararası savaş hukuku uyarınca, bu ülkeleri “çatışan taraf” konumuna getiriyor ve Rusya’nın meşru hedef haline gelmelerine yol açabiliyor.
Artan Gerilim ve Hazırlık
Genel olarak Avrupa’da, Rusya tehdidine yönelik bir savaş korkusu hakim. Bu korku, güçlendirilen savunma politikaları, artan askeri bütçeler ve harbe hazırlık çalışmalarıyla somutlaşıyor. Ancak, savaşın devam etmesinden ekonomik çıkar sağlayan savunma sanayii kompleksinin rolü ve siyasi çıkar çatışmaları, bu krizin arka planındaki en tartışmalı unsurlar olarak öne çıkıyor.
