3 Mayıs 2025’te hayatını kaybeden Sırrı Süreyya Önder, hem siyasi kimliği hem de sanat alanındaki çalışmalarıyla Türkiye’de iz bırakan bir isimdi. Hayatı mücadeleyle geçen Önder, hem Meclis’te hem beyaz perdede yer aldı.
Sırrı Süreyya Önder: Sanatçı, Siyasetçi ve Direnişçi Bir Hayat
DEM Parti Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, 3 Mayıs 2025’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Ancak onun adı, Türkiye siyasi tarihine ve sanat dünyasına iz bırakan bir figür olarak kalacak.

Adıyaman’dan Ankara’ya Uzanan Bir Yaşam
Sırrı Süreyya Önder, 1962 yılında Adıyaman merkezde doğdu. Türkmen kökenli bir ailenin çocuğu olan Önder’in babası, Türkiye İşçi Partisi’nin Adıyaman il başkanıydı. Babasının küçük yaşta vefat etmesiyle zor bir çocukluk geçirdi. Genç yaşta çalışmaya başladı, önce fotoğrafçılık, ardından mevsimlik işçilik ve esnaflık yaptı.
12 Eylül ve Hapishane Yılları
Önder’in yaşamında dönüm noktası 1978 yılında Maraş Katliamı’nı protesto ettiği için tutuklanmasıyla başladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğrenci iken, 12 Eylül Darbesi sonrası tekrar gözaltına alındı. Uzun yargı sürecinin ardından 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezaevlerinde geçen yedi yıl, onun politik duruşunun şekillenmesinde etkili oldu.

Sinema ve Yazarlık Alanındaki Çalışmaları
Önder, sinemaya ve yazarlığa yönelerek düşüncelerini sanat yoluyla ifade etti. Özellikle 2006 yapımı “Beynelmilel” adlı filmiyle büyük beğeni topladı. Film, askeri darbeler dönemini mizahi ve eleştirel bir dille anlatıyordu. Aynı zamanda filmde rol de alan Önder, bu yapım sayesinde geniş kitlelerce tanındı. Diğer sinema projeleri arasında “F Tipi Film” ve “Beynelmilel” dışında kısa belgesel ve sosyal içerikli çalışmaları da yer aldı. Köşe yazarlığı da yapan Önder, bir dönem ulusal basında yazılarıyla gündem belirleyen isimlerdendi.
Meclis’te ve Sokakta Mücadele
Sırrı Süreyya Önder, 2011 genel seçimlerinde BDP’nin desteklediği bağımsız aday olarak İstanbul’dan milletvekili seçildi. 2014 yılında HDP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu. 2015’te Ankara’dan yeniden Meclis’e girerek 25. ve 26. dönem milletvekilliği yaptı. 2023 seçimlerinde DEM Parti’den İstanbul Milletvekili olarak TBMM’ye girdi. Aynı zamanda Meclis Başkanvekilliği görevini yürüttü.

Gezi Direnişi ve Barış Süreci
2013 yılında Gezi Parkı eylemleri sırasında aktif şekilde yer aldı. Bir protesto sırasında gaz fişeğiyle yaralandı ve hastaneye kaldırıldı. Aynı yıl çözüm sürecinde HDP heyeti içinde yer alarak Abdullah Öcalan ile yürütülen Dolmabahçe Mutabakatı sürecinde görev aldı.

Yargılamalar ve Son Yılları
2018 yılında yaptığı bir konuşma nedeniyle 43 ay hapis cezası aldı. 2019’da Anayasa Mahkemesi kararıyla serbest bırakıldı. 2021 yılında hakkında açılan kapatma davasında, siyaset yasağı istenen 687 HDP’li arasında yer aldı. 2024’te sonuçlanan Kobani Davası’nda beraat etti. Ancak geçirdiği kalp rahatsızlığı sonrası 2025 yılında hayatını kaybetti.