DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu’nun Nevşin Mengü’ye yaptığı açıklamaların ardından Ergenekon ve Balyoz tartışması Türkiye gündemine oturdu. Turhan Çömez Sözcü TV’de çarpıcı açıklamalar yaptı.
Tartışmaya İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’de Sözcü TV’de katıldığı yayında yanıt verdi. Çömez,”Bu kumpasın arkasında FETÖ ile kol kola olan AKP iktidarı vardır” dedi.
Turhan Çömez şöyle konuştu, “Ergenekon davası kumpas davasıdır. Bu kumpasta derin bir kurgu vardır. Bu kurgunun arkasında FETÖ vardır. Bu kumpasın arkasında FETÖ ile kol kola olan AKP iktidarı vardır. Bundan çıkar uman kimi dış mihraklar vardır. Bu süreci yaşayan birisi olarak, 12 yıl sürgünde kalmış birisi olarak, bu kumpasın bütün detaylarını en ince ayrıntısına kadar bilen birisi olarak, bu iddiayı, bu tezi şiddetle reddediyorum. Bu, Türk hukuk tarihine kara harflerle yazılacak, derin bir hatadır. Hukuk skandalıdır. Bunun arkasında zamanında FETÖ ile kol kola olan AKP iktidarı vardır.
DEVA Partisi’nde şu an Genel Başkan Yardımcısı olan Sadullah Ergin, o dönemde bu kumpasların en derin bir şekilde yaşandığı dönemde Adalet Bakanı’ydı. Kendisinin bu konuda millete bir özür borcu var. Silivri zindanlarında insanlar ölürken, o kumpasın en derin safhasında acı çekerken, sürgünde yaşarken, kendisi Silivri zindanlarına gidip pinpon oynamış birisidir. Mustafa Yeneroğlu benim kabul etmem mümkün olamayan Balyoz ve Ergenekon’la ilgili açıklamalarda bulundu. Bunların hepsini şiddetle reddediyorum. Bu kumpas davalarıyla ilgili siyasi polemikte bulunulmasını son derece yeriz buluyorum.”
Turhan Çömez, Mustafa Yeneroğlu’nun yayına bağlanmasını dileyerek konuşmasını şöyle sürdürdü, “Dava dosyalarının bütün detaylarını Sayın Yeneroğlu’na göndereceğim, okuduğu zaman dehşete düşecek. Türk hukuk tarihinde böylesine derin bir skandalın nasıl yaşanmış olduğu konusunda kendisi de hayrete düşecek. Bu düşüncelerini revize edecektir, bundan eminim. Babacan’a da göndereceğim Ergenekon davasının ne olduğunu hepsinin iyi anlaması lazım. Sadullah Ergin’i ayrı tutuyorum çünkü o dönemin Adalet Bakanı’ydı. Bizzat o dönem yaşananlardan kendisi sorumludur. Aynı ittifakın içerisinde siyaset yapıyoruz. Ben bu ittifakın da hukukuna saygı duyarak bu eleştiri hakkımı baki tutuyorum.“
Mustafa Yeneroğlu, canlı yayına bağlanarak tartışma yaratan sözlerini savundu. Yeneroğlu şunları söyledi, “Bana yönelik tepkiler Muharrem İnce ve Ümit Özdağ tarafından bir kesit çıkartılıp çarpıtılarak yapılmıştır. Turhan Çömez Bey’in yaşadığı acılar maruz kaldığı zulümle ilgili benim en ufak bir cümlem veya bunu hafife alacak ve bunu başka bir bağlama çekecek ne yaklaşımım olabilir ne de insani bulurum. Bu davalar çerçevesinde manipülasyonla, yalan belge üretmekle yaşanılan birçok acılar oldu. Bunlarla ilgili bir cümle kurmuş değilim. Ben bir davadan bahsetmedim. Ben, ‘Balyoz ve Ergenekon’u bütün olarak tamamı ile ilgili olarak kumpas davası yaklaşımına itiraz ediyorum’ dedim.”
Yeneroğlu, “O dönemin iktidarının beğenirsiniz beğenmezsiniz içinde bulunduğu ve Türkiye’nin bana göre demokratikleşmesine de katkıda bulunduğu dönemdi. Özellikle generallerin siyaset üzerinde geçmişte kurdukları vesayeti sürdürebilmeleri için ilk önce siyasi partileri, basını, medyayı değerlendirmeye, araçsallaştırmaya çalıştılar. Bu işin içinden çıkamadıktan sonra da yargıyı araçsallaştırmaya çalıştılar. Bu süreç Türkiye’nin gözleri önünde yaşandı. Ergenekon, Balyoz çerçevesinde örneğin Kuddusi Okkır’ın yaşadığı zulmü dikkate alırken diğer tarafta da bunun ötesinde Veli Küçük’ün zulmünü göz ardı edecek değiliz. O dönem Türkiye’de demokrasiyi ezmeye çalışan özellikle eşi başörtülü diye cumhurbaşkanını reddeden vesayet çabası içine giren yaklaşımların hiçbirisini dikkate almayacağız.” sözleriyle konuşmasına devam etti.
Dosyaların bazılarını incelediğini belirten Yeneroğlu, “Mesela Türkan Saylan meselesinde, uzun yıllar öncesinde; benim Türkan Saylan’ın zihin dünyası ile ilgili elbette sorunlarım var. Demokrat kabul etmiyorum. Bunun dışında yaşadığı zulmü de hiç bir şekilde kabullenmemin mümkün olmadığını ifade etmiş bir insanım. Turhan Beyi’in özellikle Balyoz ve Ergenekon davalarıyla ilgili 2010-2011 den sonraki süreçlerden sonra özellikle Fethullahçı yapının bunları araçsallaştırdığını oradaki birçok olayı, abartarak, sulandırarak, manipüle ederek, olmayan belgeler üreterek bu haksızlıkları özellikle artırdığını, zaten aksini iddia etmek mümkün değil. Bu mahrem yapıyı bir suç örgütü olarak değerlendiren bir insanım. Ben nasıl Fethullahçı vesayete karşıysam, askeri siyasi vesayete de o şekilde karşıyım. Erdoğan’ın da generallerinde vesayetine karşıyım. Geçmişle ilgili tutumum bu şekilde.” dedi.
Yeneroğlu’nun konuşmasının ardından konuşan Çömez “Yeneroğlu’nun katılmadığım şu sözü var, ‘Erdoğan Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda sağladığı katkılar’ ifadesi benim kabul edebileceğim bir ifade değil. Erdoğan Türkiye’ye tek adam rejimini musallat etmiş, hukuku siyasetin gölgesine sokmuş, Türkiye’de artık siyasetin vesayetli bir şekilde idare edilmesine sebep olmuş ve bana göre antidemokratik uygulamalarıyla Türk siyasetine geçecek bir isimdir. Askeri ve siyasi vesayeti, kurum ve kurallarını işlemez hale getiren her türlü anlayışı reddediyorum. Burada Ergenekon ve Balyoz davaları ile ilgili ‘bunların yeniden görülmesi. Bunlarla ilgili insanlar masum değil, bu konuda tereddütler var’ bunları şiddetle reddediyorum. Ben o davayı didik didik okumuş birisiyim.”
Turhan Çömez’in sözünü kesen Yeneroğlu, “Muharrem İnce’nin çarpıtması esas alınıyor. Benim sözlerimde hiçbir şekilde Ergenekon ve Balyoz’la ilgili tekrar edilmesi, tekrar gündeme getirilmesiyle ilgili en ufak bir imam bile yok. Allah aşkına ortaya koyun ya ben ne zaman böyle bir şey söylemişim?”
Turhan Çömez ise sözlerini şöyle sürdürdü, “Mustafa Bey sizin tweetinizi dikkatli bir şekilde okudum. hassasiyetinize saygı duyuyorum ve bu konudaki samimiyetinize inanıyorum. Ancak yine altını çizeceğim, Erdoğan bu ülkenin demokratikleşmesi adına hiç bir katkıda bulunmamıştır. Bu ülkeyi tek adam rejimi altında inim inim inleten bir siyasal karakterdir. Ama siz Millet İttifakı’nın bir üyesi olarak, ‘Erdoğan Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sağlamış’ derseniz, ben buna teorik olarak itiraz ederim. Kabul etmiyorum bunu.”
Yeneroğlu, “Sözlerimi çarpıtıyorsunuz” diye yanıtlarken Turhan Çömez devam etti:
“Çarpıtmıyorum sözlerinizi. O dava ile ilgili orada büyük bir hukuk katliamı var. Her bir maddeyi okuduğunuzda dehşete düşeceksiniz. ‘Bu hukuk nasıl bu kadar ayaklar altına alınır, katledilir’ diye. Ben Sadullah Ergin ile ilgili bir ithamda bulunmak istemiyorum. O zamanlar, ‘Ben bu davaların savcısıyım’ diyen bir başbakan Erdoğan vardı. Ve o dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’di. Sadullah Ergin bugün Millet İttifakı’nın bir parçasıdır. Aynı kampta siyaset yapıyoruz. Ergin’in bu ülkeye bir özür borcu vardır. Çünkü o dönem takındığı tavır yanlıştır.” dedi.
