Az bir yer kalmış; hükümet binası taşınacak diyorlar. Tuz biber misali.
Susurluk’ta zaten doğru dürüst bir meydan, şık bir çarşı hiç olmadı. Merkez de eski kışlaya taşınınca Yeni Mahalle kırsal olur artık.
Tost da Ayvalık’a kaydı kayacak. Ayvalık tostu. Bir hayli ünlendi.
Hiç düşündünüz mü, niye gelişemiyor Susurluk?
Niye, kendiliğinden meşhur olmuş kuzumuzu Susurluk kuzusu damgası ile pazarlayacak bir örgütlenme olmuyor?
Niye, ahşaba yeniden dönüldüğü şu günlerde güç birliği yapılamıyor?
Niye merkez mahallelerde yüzlerce yıkık dökük ev varken ilçenin gelişebilecek en güzel yerine Toki konduruluyor?
Niye belediye öncülüğünde ada içi düzenlemelerle kooperatifler kurulup, vatandaşın arsası değerlendirilirken aynı zamanda Toki’den çok daha kaliteli ve Toki’den daha ucuz konutlar yapılamıyor?
Niye, Susurluk’a kente yakışır bir meydan düzenlemesi yapılamadı?
Niye?….
Niye?…
Çünkü fikir üretenleri, Susurluk için bir şeyler yapmaya çalışanları… yıldırmada çok başarılı bir lobi var.
Onlar; kim işinde başarılı, onunla ilgili bir komple teorisi uydururlar.
Kim biraz ön plana çıkmış, hemen yalanlar üzerine onunla ilgili dedikodu inşa ederler.
İkiyüzlüdürler, yüzünüze gülerler, arkanızdan kuyunuzu kazarlar.
Bu bir hastalıktır.
Çok tehlikeli bir toplumsal virüstür.
Tedavisi zor gibi görünse de basittir aslında.
Buna sekiz yüz yıl önce Ömer Hayyam kesin bir tedavi yöntemi önermiştir mesela.
“Kör cehalet çirkefleştirir insanları. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verecek bir cevabım var elbet. Lakin, bir lafa bakarım laf mı diye. Bir de söyleyene bakarım adam mı diye “
Bu kadar!…
YAZAR: Levent GÜNDOĞAN
DÜNYA
13 gün önceASAYİŞ
22 gün önceDÜNYA
22 gün önceGÜNDEM
25 gün öncePOLİTİKA
26 gün önceDÜNYA
26 gün önceASAYİŞ
27 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.