Beyinlerimiz ne kadar aktif ? Düşüncelerimiz ise ne kadar sağlıklı? Tartışma söz konusu bile olamaz. Sağlamasını yapacak akıllardan yoksunuz çünkü, bu da başka bir sorun.
Yorgunluk, halsizlik, mutsuzluktan ümidini yitiren tükenmişlik sendromu vücut buluyor bedenlerimizde.
Doların gölgesinde yatıp kalkan, tüketirken nefes alıp veren, harcadıkça doyan nefisler kol geziyor başı boş yitirilen yaşamlarımızda.
Milyarlık nüfusa yön veren bir kaç büyük başın yönlendirmeleri ile çiziliyor yollarımız. Kabullenilmesi imkansız aykırılıkları çarçabuk benimseyen savunucular haline getirildik.
İradesi dışında gelişen absürt insan modeli…
Akan suyumuz, yanan lambamız var ya çok şükür elhamdülillah deyip yumuveriyoruz gözlerimizi. Karanlığa Yumulan o gözleri istesek de açamayacağız aydınlığa…
Yapay ete nasıl olacak derken marul, brokoli ve yumurtayı da çıkardılar, haydi hayırlı uğurlu olsun kendim ettim kendim buldum dünyasına.
Yavaş içten içe sinsice kurulan düzenin bir parçası olmak zorundaydı “İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ” insanoğlunun kendi elleri ile bilinçli bozduğu düzenin yükünü de mevsimlere, hayvanlara ve doğaya yükleyecekler tâbi.
5 bin yılda bile erimesi mümkün olmayan buzulların çözünürlüğün sebebini küreselciyiz diye meydanda cirit atanlar okyanus ve atmosferdeki artan sıcaklıkları çevre kirliliğine, doğalgazların tahribatı, ormansızlaşma, sanayi faaliyetlerine bağlasalar bile olan bitenin alt yapısını hazırlayan yine kendileri.
Metan gazı hem zemin altında hem de deniz tabanının altında bulunan ancak yüzeye ulaştığında atmosfer ile yüzeye yayılan bir gaz türüdür. Endüstriyel devirden sonra atmosfere yayılarak iklim değişikliğini tetikleyerek zararın ana temelini maalesef yine oldubittiye getirerek bilerek yapılan planlarını yine gücü yetmeyenlere biçecekler haliyle. Var oluştan bu yana dünya düzeninin bir parçası olan hayvanlara kestiler bileti. Metan gazı salgılıyorlarmış. Hayvanları yok ederek çiftlik ve çiftçiliği baltalıyorlar.
Önceden salgıladıkları neydi acaba merakımı hoş görün.
Hayatın bir parçası olan doğallığı saf dışı ederek yapay gıdalar, 5G, mutasyona uğratılmış hastalıklar, ilaçlara mahkûmiyete geçiş insan ırkının geniyle oynayarak cinsiyetsiz, kimliksiz, maneviyattan yoksun ruhsuz toplumlar inşa etmek.