Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye’nin en köklü ve tanınmış siyasi partilerinden biridir. Uzun bir tarihe sahip olan CHP, zaman içinde pek çok başarı elde etmiş ve Türk siyasetinde önemli bir rol oynamıştır. Ancak, her siyasi parti gibi, CHP’nin de yerel düzeyde bazı zayıflıkları bulunmaktadır. Bu yazımda, CHP’nin yerel zayıflıklarını ele alacak ve bu zayıflıkların parti üzerindeki etkisini kendimce analiz edeceğim.
CHP’nin iç parti demokrasisi ve örgütlenme konusundaki sınırlamaları parti içindeki demokratik süreçlerin ve tabanın katılımının yetersiz olması, bazı yerel örgütlerin etkinliğini azaltmaktadır. Yerel düzeyde aday belirleme süreci, parti içindeki çıkar çatışmalarına yol açmaktadır ve tabanın memnuniyetsizliğine neden olmaktadır.
CHP’nin halkla ilişkiler stratejilerindeki eksiklikleri parti politikalarını, projelerini ve başarılarını halka yeterince aktaramamakta ve yerel seçmenlerin ilgisini çekememektedir. İletişim ve halkla ilişkiler faaliyetlerinin yetersizliği, CHP’nin yerel düzeyde daha güçlü bir destek kazanmasını engellemektedir.
Türkiye’nin farklı bölgeleri arasındaki kültürel, sosyal ve ekonomik farklılıklar, CHP’nin politikalarının tüm bölgelerde aynı şekilde kabul görmemesi, partiye olan desteği bölgesel olarak etkilemektedir. Gidipte Konya gibi bir yerde ezanın Türkçe olmasını savunan bir adayın başkan olması çok düşük bir ihtimal. Yerel düzeydeki dinamikleri doğru anlamak ve buna göre politika oluşturmak, CHP için önemli bir zorluk olmuş ve olmaktadır…
Son yıllarda Türkiye’de ortaya çıkan alternatif siyasi partilerin yükselişi, CHP’nin yerel düzeydeki zayıflıklarını derinleştirmiştir. Bazı bölgelerde CHP’nin seçmen desteği kaybetmiş, üyesi istifa etmiş alternatif partilere geçiş yapmıştır. Akabinde son seçimlerde “Altılı Masa” sarmalıyla zarını telafi etmek uğruna tüzüğü ve ilkelerini hiçe saymıştır. Bu durum, CHP’nin yerel düzeydeki etkinliğini ve gücünü, olumsuz yönde etkilemiş, zayıflatmıştır.
Ancak benim şahsımda, bir Ankara aristokrasi “Biz Partinin beyniyiz, ne dersek o olacak” gibi bir havanın olduğunu az çok siyasetle uğraşanlar bilir. Bu sadece CHP için geçerli değil ama demokrasi özgürlük, eşitlik, adalet, laiklik şiarı ile önde bayrak taşıyan CHP, yerelde seçilmiş belediye başkanlarına ve il veya ilçe başkanlara ha deyince diş geçiremiyor. “Bizler seçilmişiz seçimle geldik seçimle gideriz” diye şarkı söylüyorlar. Yerelde istediğimizi yazarız istediğimizi çizeriz çünkü bölgeyi bizden iyi bilemezsiniz diye tutturuyorlar. Bu eskiden kalma bir siyaset alışkanlığı.
Arkadaşlar bilgi ve iletişim çağının ne kadar geliştiğinden habersizler. Ancak benim midemi bulandıran şey başkanlar seçilmiş olduklarını hizmet sağlarken de hatırlasalar çok iyi olur…
CHP, Türkiye’nin siyasi arenasında önemli bir role sahip olan bir partidir. Her geçen gün Atatürk’ün ilkelerinden taviz veren hayatta kalmak için her yolu mubah gören bir zihniyetin ele geçirdiği bu parti son seçimden sonra parti içinde iç savaşa girecek gibi. İlçe başkanlıkları seçimlerindeki verilen mücadele, edilen kavgalar genel seçimlerde yapılsa gerçekten iktidar olurlar!
İç parti demokrasisi ve örgütlenme zayıflıkları, iletişim ve halkla ilişkiler eksiklikleri, bölgesel farklılıklar ve alternatif partilerin yükselişi, CHP’nin yerel düzeyde karşılaştığı başlıca zayıflıklardır.
Tabandan tavana demokrasi yolu bu partide yakında yok olacak gibi. Demokrasiden monarşiye giden bu yolda yakın zamanda kendi seçimlerinde mahalle karışacak gibi. Yıllardır aynı yüzlerin ve aynı kafaların egomanyasında; partilileri küstürmüş, rakiplerini düşman olarak görmüş ve gerçekten hizmet edecek gönüllüleri görmezden gelmişler.
Bu zayıflıkların üstesinden gelmek ve yerel düzeyde daha güçlü bir varlık oluşturmak için CHP’nin iç demokrasiyi güçlendirmesi, iletişim stratejilerini iyileştirmesi ve yerel dinamiklere uygun politikalar oluşturması önemlidir.
Şahsım adına hem Bandırma’da hem de merkezde değişim rüzgârları esmeli artık. Yenilikçi, idealist, genç cumhuriyetçiler partide acilen yerini almalıdırlar.