Rekabet bitti. Her alanda bir tekelleşme egemen. Ve vatandaş, top yekün emperyalizmin elinde oyuncak oldu.
İşbirlikçi tekelci güç sahipleri öyle bir düzen kurdu ki halk çaresiz.
Bakkal bitti. manav can çekişiyor. Tümü üç harfli dev marketlere teslim olmuş durumda.
Tarım ülkesiyiz lakin köylerde insan kalmadı. Göç alan ilçeler şimdilerde kasaba görüntüsünde.
Babadan kalan toprakları eken yok. Çünkü onlar da üç beş sanayicinin insafına bırakıldı.
Yıllardır sahipsiz olan küçük, orta çaplı süt üreticisi hızla tükendi.
On beş yirmi bin ton süt üreten köylerde üretim bin,bin beş yüz tona geriledi.
Köylü süt ineğini kestirip et satmak zorunda kaldı.
Sütü işleyen paketleyip satan sanayici köylü arasındaki ilişki kedi fare misali.
Üç beş fabrikatör toplanıp süt fiyatını belirliyor.
Yetmedi sütünü aldığı üreticiye aldığı süt oranında yem satıyor. Zorla.
İstersen alma. Anında bırakıyor sütünü.
Köylü gece gündüz, bayram seyran… yirmi dört saat mesaide. Bunun karşılığında kazancı zorla satılan yem parasına yetmiyor.
Bu bir oyun.
Tüm ülkeyi üç beş tekelleşmiş burjuvaziye memur etme oyunu.
Avrupa’da da var çiftçi, süt üreten küçük orta ölçekli çiftlik. Ama hepsi memnun hayatından.
Niye; çünkü orada devlet var. Yasaları eksiksiz uygulatan kurumlara sahip.
Süt fiyatını sanayicinin insafına bırakmıyor.
Süt işleyen fabrika sahiplerinin ortak karar almalarına hoş bakmıyor.
Rekabet kurumu öyle yetkilere sahip ki aynı daldaki sanayici bırakın toplanıp ortak kararlar almayı birlikte akşam yemeği yemekten korkuyor.
İşte asıl sorun burada.
Bizde de var rekabet kurumu. Lakin ne iş yapıyor? Hiç…
Bakkalı, manavı… tarihe gönderen büyük market zincirleri için de var yasalar.
Şehir merkezine şube açmaları yasak. Küçük esnafı korumak amaç.
Lakin bırakın şehir merkezlerini köylere açılmaya başladılar. Dur diyen yok. Yasal değil kapat diyen yok.
Büyük sermaye, siyaseti dizayn etme gücüne sahip.
Siyasiler oyu köylüden, çiftçiden, bakkaldan, manavdan…. alıyor.
Ancak işbirlikçi tekelci kapitalizmin ülkenin manavı ile, bakkalı ile, çiftçisi, sütçüsü, hayvancısı ile tümünü memuru yapmasını seyrediyor.
” Bindik bir alamete; gidiyoz kıyamete”
YAZAR: Levent GÜNDOĞAN