Loading...
2025-15
MS
logoGaziantep FK
1
logoKayserispor
-
2025-15
16:00
logoKasımpaşa
-
logoAlanyaspor
-
2025-15
20:30
logoBaşakşehir
-
logoTrabzonspor
-
2025-15
20:30
logoKonyaspor
-
logoBeşiktaş
-
2025-15
20:30
logoAnkaragücü
-
logoIğdır FK
-
2025-15
MS
logoManisa FK
2
logoPendikspor
-
2025-15
20:30
logoSakaryaspor
-
logoYeni Malatyaspor
-
2025-15
16:00
logoÜmraniyespor
-
logoBoluspor
-
2025-15
MS
logoBucaspor 1928
-
logoKaraman FK
2
2025-15
MS
logoKaracabey Bld
2
logoYeni Mersin İY
1
2025-15
MS
logo1461 Trabzon FK
1
logoKaraköprü Bld.
-
2025-15
MS
logoKepezspor A.Ş
-
logoSincan Bld Ankaraspor
3
2025-15
18:00
logoEverton
-
logoWest Ham
-
2025-15
18:00
logoIpswich Town
-
logoNot. Forest
-
2025-15
18:00
logoMan. City
-
logoBrighton
-
2025-15
18:00
logoSouthampton
-
logoWolverhampton
-
2025-15
20:30
logoBournemouth
-
logoBrentford
-
2025-15
İY
logoMillwall
-
logoStoke City
-
2025-15
İY
logoQPR
2
logoLeeds United
1
2025-15
18:00
logoBlackburn
-
logoCardiff
-
2025-15
18:00
logoCoventry
-
logoSunderland
-
2025-15
18:00
logoLuton Town
-
logoMiddlesbrough
-
2025-15
18:00
logoOxford Utd
-
logoWatford
-
2025-15
18:00
logoPlymouth
-
logoDerby County
-
2025-15
18:00
logoPreston
-
logoPortsmouth
-
2025-15
18:00
logoSwansea City
-
logoBurnley
-
2025-15
18:00
logoWest Bromwich
-
logoHull City
-
2025-15
17:30
logoAugsburg
-
logoWolfsburg
-
2025-15
17:30
logoMainz
-
logoFreiburg
-
2025-15
17:30
logoUnion Berlin
-
logoBayern Münih
-
2025-15
17:30
logoWerder Bremen
-
logoM'gladbach
-
2025-15
20:30
logoLeipzig
-
logoB. Dortmund
-
2025-15
16:00
logoR. Valladolid
-
logoCelta Vigo
-
2025-15
18:15
logoMallorca
-
logoEspanyol
-
2025-15
20:30
logoVillarreal
-
logoReal Madrid
-
2025-15
23:00
logoGirona
-
logoValencia
-
2025-15
17:00
logoMonza
-
logoParma
-
2025-15
17:00
logoUdinese
-
logoHellas Verona
-
2025-15
20:00
logoMilan
-
logoComo
-
2025-15
22:45
logoTorino
-
logoEmpoli
-
2025-15
19:00
logoNantes
-
logoLille
-
2025-15
21:00
logoAngers
-
logoMonaco
-
2025-15
23:05
logoLens
-
logoRennes
-
2025-15
18:30
logoUtrecht
-
logoNEC Nijmegen
-
2025-15
20:45
logoS. Rotterdam
-
logoZwolle
-
2025-15
22:00
logoWaalwijk
-
logoPSV
-
2025-15
23:00
logoHeerenveen
-
logoHeracles
-
USD36,64
%0.09
EURO39,89
%0.19
GBP47,62
%0.05
EURO/USD1,09
%0.27
BIST10.840,59
%1.05
GR. ALTIN3.516,66
%-0.04
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin FETÖ ile ilişkilendirildikleri iddiasıyla haklarında dava açılan, aralarında Yasin Hayal, Ali Fuat Yılmazer ve Erhan Tuncel'in de bulunduğu 11 sanığın yargılandığı davada, tek tutuklu sanık olan Adem Sağlam tahliye edildi. Bu kararla birlikte davada artık tutuklu sanık bulunmuyor.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin FETÖ ile ilişkilendirildikleri iddiasıyla haklarında dava açılan, aralarında Yasin Hayal, Ali Fuat Yılmazer ve Erhan Tuncel'in de bulunduğu 11 sanığın yargılandığı davada, tek tutuklu sanık olan Adem Sağlam tahliye edildi. Bu kararla birlikte davada artık tutuklu sanık bulunmuyor.
  1. Haberler
  2. Asayiş
  3. Hrant Dink cinayeti davasında tahliye kararı

Hrant Dink cinayeti davasında tahliye kararı

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hrant Dink cinayetiyle ilgili davada, Adem Sağlam’ın tahliyesiyle tutuklu sanık kalmadı; FETÖ ile bağlantılar ve sanık ifadeleri gündemde.Hrant Dink cinayeti, Türkiye’nin en tartışmalı davalarından biri olarak hafızalarda yer ediniyor. 2007 yılında Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi, sadece bir cinayet olmanın ötesinde, ülkenin siyasi ve sosyal dinamiklerini derinden etkileyen bir olay oldu. Bu davada, FETÖ ile bağlantılı olduğu iddia edilen çeşitli sanıkların yargılanması sürerken, en son gelişme olarak tek tutuklu sanık Adem Sağlam’ın tahliyesi dikkat çekti. Artık davada tutuklu sanığın kalmaması, pek çok soruyu ve tartışmayı beraberinde getirirken, Dink’in cinayetiyle ilgili suçlamaların ve delillerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği konusu gündeme geliyor. Bu makalede, davanın ayrıntılarına ve önümüzdeki süreçte nelerin yaşanabileceğine odaklanacağız.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin FETÖ ile ilişkilendirildikleri iddiasıyla haklarında dava açılan, aralarında Yasin Hayal, Ali Fuat Yılmazer ve Erhan Tuncel’in de bulunduğu 11 sanığın yargılandığı davada, tek tutuklu sanık olan Adem Sağlam tahliye edildi. Bu kararla birlikte davada artık tutuklu sanık bulunmuyor.

“Hrant Dink’e yönelik eylem bilgisi tespit edildiği tarihte resmi yazı ile İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ile paylaşılmıştır’’

Hrant Dink’in cinayetinin arka planına dair yapılan araştırmalar, olayın öncesinde ilgili birimlerin konuya dair bilgi sahibi olduğunu ortaya koymaktadır. İddialara göre, Hrant Dink’e yönelik eylem bilgisi, söz konusu tarihte İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne resmi olarak iletilmiştir. Bu durum, cinayetin önlenmesi adına gerekli tedbirlerin alınmadığına dair soru işaretleri oluşturmaktadır.

Resmi yazının içeriği ve hangi bilgilerin paylaşıldığı, davanın seyrini etkileyen önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, yetkililerin görevlerini yerine getirip getirmediği de tartışmalara yol açmaktadır. Dink’in hayatını kaybetmesine neden olan koşulların daha fazla araştırılması gerektiği ifade edilmektedir.

“Görevlerini ihmal etmeselerdi Dink hayatta olabilirdi’’

Hrant Dink cinayeti davasında, sanıklar ve davanın seyrinin etkileyen noktalar üzerinde yapılan tartışmalar, cinayetin önlenebilmesi açısından önemli bir pencere sunuyor. Davanın seyrinde, güvenlik güçlerinin ve istihbarat kurumlarının görevlerini yerine getirmemesine dair eleştiriler öne çıkıyor. Özellikle, Dink’e yönelik tehditlerin daha önceden tespit edilmesine rağmen, gerekli önlemlerin alınmaması, birçok kişi tarafından cinayetin önlenebilirdi görüşünü güçlendiriyor.

Uzmanlar, güvenlik ve istihbarat birimlerinin Dink’e yönelik eylem bilgilerini zamanında değerlendirmemiş olmalarının, cinayetin gerçekleşmesinde büyük bir rol oynadığını savunuyor. Bu durum, görevlerini ihmal eden resmi kurumların sorumluluğunu da beraberinde getiriyor. Hrant Dink’in yaşadığı tehditler hakkında gerekli adımlar atılmadığı takdirde, bugün belki de farklı bir hikaye yazılıyor olabilirdi.

Cinayet olayında edindiğimiz dersler, suçların önlenmesi konusunda kamuda ve özel sektörde hiçbir zaman göz ardı edilmemesi gereken sorumluluklar olduğunu gösteriyor.

“İsmimin FETÖ ile anılmasını istemiyorum”

Hrant Dink cinayeti davasında, bazı sanıklar, isimlerinin FETÖ ile anılmasından rahatsızlık duyduklarını ifade ettiler. Bu bağlamda, bir sanık, “İsmimin FETÖ ile anılmasını istemiyorum” diyerek, kamuoyunda oluşan algının kendisi üzerinde yarattığı baskıyı vurguladı. FETÖ ile ilişkilerinin olmadığını belirten sanık, bu durumu açıklığa kavuşturmak için mahkemede söz aldı.

Sanığın ifadelerinde, yıllar süren dava sürecinin kendisi üzerinde yarattığı olumsuz etkileri dile getirdiği gözlemlendi. Ayrıca, mahkemeye sunduğu savunmalarda, suçlamaların gerçek dışı olduğunu ve FETÖ ile anılmanın kendisini mağdur ettiğini vurgulayarak, kamuoyunun bu konudaki yanlış bilgilendirmelerden etkilenmesini istemediğini belirtti.

Tahliyesini talep etti

Hrant Dink cinayeti davasında dikkat çeken bir gelişme, davada tek tutuklu sanık olan Adem Sağlam’ın tahliye talebinde bulunması oldu. Sağlam, yaptığı savunmada, üzerine atılan suçlamaların asılsız olduğunu ve bu nedenle tutuklu kalmasının doğru olmadığını ifade etti. Mahkeme, yaptığı değerlendirmede, sağlık durumu ve başka bir suçlaması bulunmadığı gerekçesiyle bu talebi kabul etti. Bu karar, Hrant Dink davasının seyrini değiştirebilecek nitelikte bir gelişme olarak nitelendirildi.

Adem Sağlam, duruşmada yaptığı açıklamalarda, Hrant Dink ile ilgili olaylardan dolayı kendisinin de mağdur olduğunu ve yıllar süren süreçte adaletin yerini bulmadığına vurgu yaptı. Tahliyesinin ardından, davanın ilerlemesiyle ilgili kaygılarını dile getirerek, adaletin bir an önce tecelli etmesini istedi.

Davada tutuklu sanık kalmadı

Hrant Dink cinayeti davasında, mahkemenin verdiği son kararlarla birlikte tutuklu sanık kalmadı. Uzun süredir devam eden davada, tek tutuklu sanık olan Adem Sağlam’ın tahliyesi, davanın seyrinde önemli bir dönüm noktası oldu. Hrant Dink’in ölümüne ilişkin delillerin değerlendirildiği yargılama sürecinde, diğer sanıkların da serbest kalması, kamuoyunda farklı tepkilere neden oldu.

Mahkeme tarafından alınan bu kararlar, yargının bu davada Hrant Dink’e adalet getirmek için ne denli etkili olduğu sorusunu akıllara getiriyor. Dink’in cinayetine dair yürütülen soruşturmalar ve yargı süreci, birçok tartışmayı beraberinde getirdi. Özellikle, dava sürecinde sanıkların herhangi bir insanlık suçu ile ilişkilendirilmesi ve devletin önemli bir kurumu olan istihbaratın olayı engelleyememesi, kamuoyunda ciddi bir rahatsızlığa yol açtı.

Davada tutuklu sanık kalmaması, Hrant Dink’in ailesi ve sevenleri tarafından da büyük bir üzüntüyle karşılandı. Ülke genelinde adalet arayışının sürdüğü bu davada, sanıkların cezasız kalması, hala birçok kesimi derin bir tartışma içine sokuyor.

İddianamede şüphelilerin Hrant Dink’e şahsi, fiziki ve mekansal koruma sağlamadıkları aktarıldı

Hrant Dink cinayeti davasında, iddianamede yer alan önemli bir noktaya göre, şüphelilerin Hrant Dink’e şahsi, fiziki ve mekansal koruma sağlamadıkları belirtilmiştir. Bu durum, Dink’in ölümünde yetkililerin sorumluluğunu artıran unsurlardan biridir. Cinayetten önce, Dink’in tehdit aldığına dair bilgiler bulunmasına rağmen, gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmamış olması dikkat çekmektedir.

İddianamede, söz konusu kişilerin düzenli olarak Dink üzerine istihbarat raporları aldıkları ancak bu bilgilerin koruma önlemlerine dönüşmediği vurgulanmaktadır. Hrant Dink’in, cinayetten önceki dönemlerde kamuoyu önünde zaman zaman yaşadığı gerginlikler ve tehditler, bu eylemler için kritik bir öneme sahiptir. Yetkililerin ihmalinin, Dink’in hayatını tehlikeye attığı ve cinayetinin önlenmesinde ciddi bir etken olduğu iddia edilmektedir.

Bu bağlamda davanın gidişatı, hem sanıkların hem de iddia edilen fail gruplarının sorumluluklarının üzerinde durulmasına neden olmaktadır. Dink’in ölümünün ardından yapılan incelemeler, istihbarat birimlerinin ve güvenlik güçlerinin üzerlerine düşen görevleri yerine getirmemesi nedeniyle bu trajik olayın gerçekleştiğini ortaya koymaktadır.

‘Ben o dönem bu kişilerin FETÖ/PDY terör örgütünün yöneticisi olduklarını bilmiyordum”

Davada savunma yapan sanıklardan biri, o dönemde kendisinin Hrant Dink cinayeti ile ilgili olarak şüpheliler arasında yer alan kişilerin FETÖ/PDY terör örgütünün yöneticisi olduklarından haberdar olmadığını belirtti. Bu ifade, sanığın üzerindeki suçlamaları reddetmenin yanı sıra, o dönemdeki bilgi eksikliğine dikkat çekmektedir. Sanık, ifadesinde, O dönemki gelişmeler karşısında ben hiçbir şekilde bu kişilerin niyetleri ve bağlantıları hakkında bilgi sahibi değildim, şeklinde konuşarak savunmasını sürdürdü.

Bu durum, Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması sürecinde derinlemesine bir inceleme gerektirdiğini ortaya koyuyor. Diğer sanıkların ve olayların ardından, bu tür açıklamalar cinayet üzerindeki politika ve güç ilişkilerini sorgulama ihtiyacını artırıyor.

‘’Cinayet Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel isimli şahıslar tarafından işlemiş bir cinayettir. Benim bu hususta herhangi bir alakam yoktur’’

Hrant Dink cinayeti davasında, sanıklar arasında yer alan isimlerin olayla bağlantılarına dair çeşitli ifadeler ortaya konulmuştu. Özellikle Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in, cinayetle doğrudan ilişkili olduğu kaydedilmiştir. Bu durum, birçok kişi tarafından açıkça kabul edilmektedir. Dink’i hedef alan eylemin, bu üç şahıs tarafından gerçekleştirildiğini belirtmekte fayda var.

Ayrıca, davanın seyrinde sanıkların itirafları ve ifadeleri üzerine sağlanan deliller de, bu kişilerin olayla bağlantılarını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Kendi avukatları aracılığıyla yaptıkları açıklamalarda, cinayetin işleniş şekli ve süreci ile ilgili birçok detay aktarılmıştır.

Ancak bazı sanıklar, Hrant Dink’in ölümünde herhangi bir rolleri olmadığını belirtmekte ısrar etmektedir. Özellikle birtakım sanıkların, süreç içerisinde FETÖ/PDY terör örgütü ile ilişkilerinin ve siyasi bağlantılarının araştırılması gerektiğini vurguladıkları da gözlemlenmiştir. Bu noktada, hukukun üstünlüğü ve adaletin gerekliliği yeniden öne çıkmaktadır.

2 sanığa ağırlaştırılmış müebbet ile 35’er yıla kadar hapis talebi

Hrant Dink cinayet davasında, mahkeme tarafından hazırlanan iddianamede, cinayete katılan iki sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Ayrıca, toplamda 35’er yıl hapis cezası da istenen sanıkların eylemlerinin, Dink’in öldürülmesiyle sonuçlanan süreçteki rollerine vurgu yapıldığı belirtildi.

Bu durum, cinayetin planlanması ve gerçekleştirilmesinde etkin rol oynayan kişilerin, adalet önünde hesap vermesi adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Savcılık, sanıkların Hrant Dink’in güvenliği konusunda gerekli önlemleri almadıklarını ve planın uygulanmasına olanak sağladıklarını öne sürüyor.

Ayrıca, sürecin ilerleyen aşamalarında, sanıkların Hrant Dink’in hayatını korumak adına üstlenmeleri gereken görevleri ihmal ettiklerinin altı çizildi. Mahkeme, bu konularda detaylı bir inceleme yaparak, adaletin sağlanması için adım atmaya devam edecek.

Hrant Dink cinayeti davasında tahliye kararı
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Giriş Yap

Bandırma Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin