Evvelsi gün çözüm sürecinin baş aktörüydü. Dün şeytandı. Bugün evvelsi günkü gibi.
Çözüm sürecinde teröristlerin ‘megri megri’ türküleri ile karşılanmasına en fazla tepki gösterenler bugün bırakın sıradan teröristleri; teröristlerin başıyla müzakere edilmesini en çok savunlar oldu.
Yani, çözüm sürecini desteleyen kitle ile; dün, şeytan ilan edilmesini alkışlayan hatta DEM’lenme icadını çıkartan kitle ile bugün terörist başı ile görüşülmesinde sakınca yoktur diyen kitle aynı.
Burada liderin dönüştürücü gücü etkili lakin daha etkili olan bir şey var; ‘kitlenin dönüşmeye çok müsait olması’.
Evvelsi gün ile dün tutumunu değiştirmeyenler MHP’nin öncülüğünü üstlendiği kitleydi. Onlar DEM ile yakınlaşmasına bugüne kadar hep şiddetle karşı çıkmışlardı.
Ama bugün, MHP Genel Başkanı değme demokratlara, hatta halkların kardeşliğini savunan solculara bile taş çıkartacak bir tavır takındı. Kimsenin söylemeye cesaret edemediği önerileri dile getirmekten çekinmedi. İmralı’ya bizzat kendisinin bile gidebileceğini haykırdı.
Ve bunun için millet vekillerinden izin istedi. Ayakta alkışlandı.
DEM Parti’sini ağzına alanları terörist ilan edecek kadar keskin kitlenin vekilleri de dönüşüverdi?
MHP cenahında lidere saygı kültürü etkili, lakin’ ne olursa olsun liderin sözünden çıkmam diyen bir kültür’ daha belirleyici.
Gelişmeleri şaşkınlıkla inceleyenlerin başını da CHP çekiyor. Her ne kadar kendini solcu sanıp değme faşistlere taş çıkartacak bir zihniyete sahip kişileri bünyesinde taşıyor olsa da solculuğun halkların kardeşliğine sıcak baktığı bilincinde olan önemli bir potansiyeli var.
İşi zor .
Ak Parti kadroları için sorun değil. Tabanına” U dönüşü” yaptıracak bir lidere sahip.
MHP de ‘U dönüşü’ konusunda kendisini kanıtladı.
CHP ne yapacak?.
İşin sonunda solculuğu MHP’ye kaptırmak da var.
‘Şaka gibi’!….
Son beş on yıllık bu keskin virajları , dönüşleri… Bakalım tarihçiler nasıl yorumlayacak?”
Şu, şimdiden kesin: ‘ Her gelişme çok önceden yazılmış bir plan çerçevesinde ilerliyor. Aktörler çok önemli değil. Kaleme alanlar belirleyici’ ….
YAZAR: Levent GÜNDOĞAN
“


