Eğitim-Sen temsilcisi Erdal Doğru, Hicri Ercili işçilerine destek vererek, işçi haklarına dikkat çekiyor. Mağduriyetlere kayıtsız kalınmaması gerektiğini vurguluyor.Eğitim-Sen temsilcisi Erdal Doğru, Hicri Ercili işçilerine yönelik sendikal hak arayışlarında önemli bir duruş sergiliyor. Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan işçilere destek vererek, “Eğitim sektöründe de faaliyet gösteren Hicri Ercili, geleceğin nesillerine hak arama bilincini aşılamakta. Yarın bu öğrenciler ve öğretmenlerle nasıl bir ilişki kuracaksınız?” diyerek dikkat çekiyor. Bu bağlamda, çalışma hayatındaki adil ve eşit koşulların sağlanması için herkesin üzerine düşen sorumluluklar bulunuyor. “Emekçinin örgütlenme hakkını çocuklar bile biliyor” ifadesi, toplumsal bilincin yükseltilmesi gerektiğini vurgularken, işçilere yapılan haksızlıkların giderilmesinin şart olduğunu ortaya koyuyor. Gelişen bu durum karşısında duyarsız kalmamak adına, sendikaların önemini anlamak son derece kritik.
Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkartılan Hicri Ercili işçilerine destek veren Eğitim-Sen Temsilcisi Erdal Doğru, “Hicri Ercili, eğitim sektöründe de faaliyet gösteriyor. Biz öğrencilerimize hak aramayı öğretiyoruz. Yarın o öğrenci ve öğretmenlerin yüzüne nasıl bakacaksınız” dedi.
Eğitim-Sen Temsilcisi Erdal Doğru, Hicri Ercili işçilerine olan desteğini ifade ederken, bu durumun eğitim camiasındaki yansımalarını da dikkate almak gerektiğini vurguladı. Öğretmenden Ercili’ye sendika dersi verildiğini belirten Doğru, işçilerin sendikal haklarının korunması gerektiğini; bu noktada hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin bu mücadeleye saygı gösterme sorumluluğu taşıdığını söyledi.
Bu bağlamda, eğitimde hak arayıcılığının ve adaletin öğretildiği bir ortamda, haksızlığa uğrayan bir grup çalışanla karşı karşıya kalmanın çelişkili bir durum olduğunu öne sürdü. Öğrencilerin gelecekte bu tür durumlarla karşılaşmaması için, hak arama bilincinin tüm eğitim süreçlerine entegre edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Doğru, “Önümüzdeki dönem, öğrettiğimiz değerlerin ne kadar anlamlı olduğunu gösteren bir dönüm noktası olacak. Yarın, bu öğrencilerin gözlerine bakarken, bu mücadele sürecinde sessiz kalanların nasıl bir sorumluluk taşıyacağını düşünmeliyiz” diye ekledi.
EMEKÇİNİN ÖRGÜTLENME HAKKINI ÇOCUKLAR BİLE BİLİYOR
Günümüzde emekçiler, haklarını savunmanın ve örgütlenmenin önemini giderek daha fazla kavramaktadır. Bu bilinç yalnızca olgun bireylerde değil, aynı zamanda çocuklarda da oluşmaya başlamıştır. Eğitim süreçlerinde, çocuklar öğretmenlerinden adalet, eşitlik ve hak arama bilincini öğreniyorlar. Özellikle öğrencilere verilen sendikal mücadele dersleri, ileride karşılaşacakları hak ihlallerine karşı duyarlılık kazanmalarına yardımcı oluyor.
Öğretmenden Ercili’ye gibi örnekler, emekçiler arasındaki dayanışmanın ve örgütlenme hakkının ne kadar değerli olduğunu gözler önüne seriyor. Çocuklar bu süreçte gördükleri sıkıntıları ve mücadeleleri öğrenerek, toplumda adaletin ve eşitliğin önemini anlayacaklardır. Onlar, sırf bir hak talep ettikleri için işten çıkarılan bireylerle empati kurmayı öğreniyor ve bu da toplumsal bilincin şekillenmesine katkıda bulunuyor.
Çocuklarımızın hak arayışlarını ve dayanışma ruhunu öğrenmeleri, gelecekte daha adil bir toplumun inşasında önemli bir adım olacaktır. Öğretmenden Ercili’ye gibi olaylar da bu öğrenimin bir parçası olarak, gelecekteki kuşakların daha bilinçli ve dirençli bireyler olmasına katkı sağlamaktadır.
İŞÇİLERLE BARIŞIP HELALLEŞİN
Çalışma hayatında barış ve dayanışmanın önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Öğretmenden Ercili’ye yönelik yapılan haksızlıklar, bu noktada özellikle dikkat çeken bir durumdur. İşçilerin haklarına saygı duymak ve onları yeniden sürece dâhil etmek, yalnızca sosyal adalet açısından değil, aynı zamanda iş yeri kültürü ve verimliliği açısından da kritik bir role sahiptir.
Çalışanların, işvereniyle barışıp helalleşmesi, uzun vadede her iki taraf için de fayda sağlar. İşçilerin işten çıkarılmasının ardındaki sebeplerin gözden geçirilmesi, hem işverenin hem de çalışanların sinerji ile çalışabileceği ortak bir zemin oluşturur. Bu bağlamda, Hicri Ercili işçilerinin yaşadığı süreç, tüm sektörde örnek teşkil etmelidir.
İşverenler, çalışanlarıyla barışıp helalleşerek, daha sağlıklı bir iletişim kurma yolunu benimsemelidir. İşçilerle yapılan her görüşme, üretkenliğin artırılması ve iş yerinde pozitif bir atmosferin sağlanması açısından önemlidir. Ayrıca, işçi temsilcileriyle işverenlerin diyalog kurması, ortak çözümler geliştirme noktasında da faydalı bir adım olacaktır.
Bu tür süreçlerin hiç yaşanmaması dileğiyle, barış ve uzlaşmanın, hem iş yerlerinde hem de toplumda sürdürülebilir bir yaşam alanı oluşturması için çaba göstermeliyiz.
İŞÇİLERE YAPILAN BÜYÜK BİR HAKSIZLIK
Hicri Ercili işçilerine yönelik gerçekleştirilen işten çıkarmaların, yalnızca onların değil, tüm emekçi kesimlerin geleceğini tehdit eden bir durum olduğunu belirtmek gerekir. Özellikle öğretmenden Ercili’ye sendika dersi veren Eğitim-Sen temsilcileri, sürecin adil ve hak temelli bir şekilde yürütülmesinin önemini vurgulamaktadır. İşten çıkarılan işçilerin, sendikal haklarını savunmaları ve örgütlenme çabalarının baskı altına alınması, demokratik bir toplumda kabul edilemez bir haksızlık olarak görülmektedir.
Bu tür uygulamalar, çalışanların kendi haklarını arama cesaretlerini kırmakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal düzeyde de bir sendikal bilincin oluşumunu olumsuz etkileyerek, işçi sınıfının dayanışma gücünü zayıflatmaktadır. Eğitim-Sen temsilcilerinin belirttiği gibi, çocuklara hak mücadelesini öğretirken, onların yanında durmak ve haklarını savunmak, tüm bireylere düşen bir sorumluluktur. Bu bağlamda, işçilerin maruz kaldığı haksızlıkların farkında olmak ve seslerini duyurmak, yalnızca onlara değil, eğitim alanında gelecek nesillere de büyük bir destek sağlayacaktır.
BU MAĞDURİYETE KAYITSIZ KALINMAMALI
Hicri Ercili işçilerine yapılan haksızlık, yalnızca bu bireyleri değil, aynı zamanda toplumun genelini de etkilemektedir. İşçi sınıfının hakları, bireylerin sahip olduğu temel insan haklarından bir tanesidir. Bu nedenle, öğretmenden Ercili’ye destek verilmesi gerektiği aşikardır. Eğitim-Sen gibi sendikaların geliştirdiği bir dayanışma kültürü, hem eğitim camiasının hem de işçi sınıfının haklarının korunmasında kritik bir rol oynamaktadır.
İşten çıkarılan işçilerin yaşadığı mağduriyet, sendikaların ve sahadaki sendika temsilcilerinin bilinçlendirmesiyle çözüme kavuşturulmalıdır. Eğitim kurumlarında, çocuklara hak arayışının önemini aşılamak, ancak bu tür olaylara duyarsız kalmamamızla mümkün olabilir. Mağduriyete kayıtsız kalmak, gelecekte benzer haksızlıkların kapısını aralayabilir. Bu bağlamda, toplumun tüm kesimlerinin duyarlılıkla hareket etmesi ve dayanışma göstermesi büyük bir gerekliliktir.
Bu süreçte, sesimizi birleştirerek adalet arayışında bulunan işçilerin yanında olmalıyız. Aksi takdirde, eğitim sisteminin temellerini oluşturan değerler tehlikeye girebilir. Çocuklarımıza hak arama bilincini öğretmek, ancak adil bir ortamda mümkün olacaktır. Bu nedenle, Ercili işçileri ve onların aileleri için dayanışma sağlamak, sadece bir sosyal sorumluluk değil, aynı zamanda bir eğitim meselesidir.