Irak ile İran sekiz yıl savaştı. Filistin’de bir Gazze vardı. O da işgal altında.
Var mı şeriatçı ülkelerde, laftan öte bir eylem? Yok.
Şeriat’a ne oldu? İktidarların iktidarlarını kolay sürdürme yolu oldu.
Aslında hep böyle oldu.
Tarih okursak, Yavuz Sultan Selim’in 1517 yılında Mısır’ı fethedip Memlûk Devleti’ne son vermesiyle halifelik makamının Osmanlılara geçtiğini görürüz.
Lakin, Araplar’ın Halife olarak Osmanlı’yı tanımadığını da yazar tarih.
Bunun üzerine bir anlaşma ile Osmanlı’ya yüzlerce Arap uleması (!)transfer edildiğini ve Türk kültürünün şeriat(!) diye Arap kültürüne terk edildiğini de yazar.
Ve Osmanlı’da çöküşün bu kültürel dönüşümle start verdiğini söylemek iddia değil gerçeğin ta kendisidir.
Çünkü,
Şeriat(!) diye telkin edilen şey aslında; bilimden kopuştur, düşünen insanlardan nefrettir, egemen güçlere koşulsuz biattır,
beyinlerin henüz gelişmeye fırsat bulamadan şeyhlere, şıhlara… teslimidir.
Bu taktik, ortaçağda kadın yaktırmıştır, cadı avı başlatmıştır, afaroz kurumunu baş tacı yapmıştır.
Ve bu taktikle Avrupa’da halk yığınları açlıkla boğuşurken; ruhban sınıfı sinyörlerin hükümranlığını sağlamanın karşılığı büyük servet edinmiştir.
Avrupa’nın şansı feodalizmin bağrında doğan ve kendi dinamikleri ile feodal beylere borç verecek kadar zenginleşen burjuvazi ve bu sınıfın yasal alanda da güç sahibi olma isteğidir.
Ve bu sınıfın desteği ile aydınların önderliğinde gerçekleşen “Burjuva demokratik devrimidir”.
Osmanlı’nın şansızlığı ise Batı’da özgür düşüncenin önünü açan 1789 devrimini es geçmesidir.
Avrupa karşısında belki yüz yıllık geri düşmüşlük, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde Mustafa Kemal Atatürk’ün devrim ve ilkelerinin hayata kararlılıkla geçirilmesi sonucu hızla kapanmıştır.
An itibarı ile Türkiye Cumhuriyetinin önünde tek seçenek vardır: “Atatürk ilke ve devrimlerine” sahip çıkmak!
En çok da Osmanlı’yı bilimden kopartan dinin kullanılmasına son veren laiklik ilkesine sahip çıkmak. Bunun ötesi yaşayan Afganistan’dır, Suriye’dir, Irak’tır…
Yok olmaktır….
Ve yerel seçimler, bu uçuruma sürüklenişe dur demek için büyük fırsattır.
Ancak, ne yazık ki CHP bu fırsatı etliye sütlüye bulaşmamış bu yüzden de kimsenin tanımadığı; varlığı ile yokluğu belirsiz isimlerle yol almaya çalışıyor.
Seçildiğinde sıfır etkili bu taze siyasilerin oy getirisi olsa ne olur?…
Uzun vadede…
Gerçi vade bir hayli kısaldı…
YAZAR: Levent GÜNDOĞAN
ASAYİŞ
1 gün önceDÜNYA
22 gün önceGÜNDEM
23 gün önceASAYİŞ
26 gün önceGÜNDEM
17 Eylül 2024DÜNYA
17 Eylül 2024DÜNYA
17 Eylül 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.