Öncelikle hepimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun. Bu çok özel günde bize bu güzel hediyeyi veren Mustafa Hoca ve talebelerine de çok teşekkür ederim. Oynanan oyun kadar güzel bir başka şey vardı, o da Bandırmaspor taraftarının tribünde astığı pankart. BİZ HALA BANDIRMA VAPURUNDAYIZ. Çok anlamlı, çok güzel. Kimin aklına geldiyse ve kimin emeği varsa ona da çok teşekkür ederim. Elinize, emeğinize ve yüreğinize sağlık.
Oynanan oyuna gelecek olursak; sezon başından beri eleştirdiğim oyun tam eleminasyon maçlarına çok uygun. Dün akşam tek aksadığımız zaman, Diony’nin golünden sonra ki beraberlik golüne kadar ki süre. Neyse ki golden sonra o panik havası geçti ve oyunu tutmayı başardık. Murat Cem’in golü harika dakikada geldi. Sanki ikinci yarıya 2-1 önde başlamışız gibi oldu ve bu bize moral sağlarken Boluspor’un bütün oyun planını bozdu.
Boluspor oyundan düştükten sonra üçüncü golü bulacağımız çok belliydi. İyi futbolun yanı sıra Çağlar’ın da formsuz oluşu bizim maçı alıp götürmemizi sağladı. Penaltı pozisyonunda Atınç’ın geri gelemeyip hücumda kalması onun tecrübesinin yansımasıydı. Yalnız Messaoudi’nin penaltısı hepimizin yüreğini ağzına getirdi. Bu kadar kötü penaltı kullanılmaz. Ndongala’nın sakatlanıp yerine İbrahim’in girmeside oyuna pozitif etki sağladı. İki asistte de bireysel yeteneklerini ön plana çıkarttı. Benim tercihim her zaman İbrahim’den yana. İki kanat oyuncunda adam eksiltip, top saklayabiliyorsa bu her zaman avantaj sağlayacaktır. Özellikle skoru bulduktan sonra ki geçiş oyunlarında büyük koz.
Çok büyük bir aksilik olmazsa Cuma saat 18:00’da turu geçmenin kutlamasını yapıyor oluruz. Fakat futbol laubaliliği sevmeyen bir oyun. Maçın ilk düdüğünden son düdüğüne kadar dün akşam ki oyunun ciddiyetinde oynamamız şart. Bütün şehir, Cuma günü saat 16:00’da şehr-i müdafa halinde olmalı. Haydi Bandırma…
YAZAR: Gürol BEYGİRET