Hangi konuya değineyim ki ?
Akıllarda depremzedeler oldukça..
Başka konuları ele alacak satırlar dile gelmiyor.
İnsanoğlu ölmeyecek miş gibi yaşıyor. Daha daha fazlası için çabalıyor.
Hele de yaş ilerledikçe tamahkarlığa gebe kalıyor.
Hırsının arzularına esir düşüyor..
Bir adım sonrasını bile bilemezken koşar adımlarla ilerliyor..
Hesap,kitaplar,projeler ve,ve,ve…
Kahvaltı yapmak ,demlenmiş sıcacık çayımı yudumlamaktan zevk alırken, artık yediğimi içtiğimide yutkunamıyorum…
Aç ve susuz gecen saat ve günlerin ardından hala kurtulmayı bekleyen canların olduğunu bilmek..
Canım acıyor, uyuyamıyorum..
Verilen kayıpların bilançosu çok ağır.
Hiç pahasına pisi pisine ellerimizden kayanlar..
Her defasında birileri çıkıyor bir seyler söylüyorlar, karalayıp çiziyorlar sonrası,
Unutulup giden.
Katlanıp vuruyor işte bir sonrası deprem daha fazla can alıyor..
Bizde bir moda haline gelen müteahhitler zincirimiz aldılar başlarını gidiyor.
Evleri kabristan niyetine inşa eden yapı terörleri.
Binlerce müteahhit istemiyoruz,
İşini iyi bilen öğrenimini almış hak sahibiplerine ihtiyaç var.
Her deprem ardından
Birkaçı tutulup hapse giriyor, bitiyor mu yani sıkıntı?
Ayrıca üzerinde durulması gereken çok önemli ayrıntıyı da gözden kaçırmayalım .
03.02.2000 tarihi 595 sayılı kanun hükmünde kararname ile 27 il pilot olarak seçilmiş ve Yapı Denetim Şirketleri kurularak uygulamaya geçilmiştir.
Sorumluluk bakımından yasanın 3.maddesi iki ayrı süre kabul etmistir.
Bu sorumluluğun süresi yapı kullanma izininin alındığı tarihten itibaren yapının taşıyıcı sisteminden dolayı 15 yıl taşıyıcı olmayan kısımlarda 2 yıldır.
Madem oyle
Bir inşaatın başlangıcından bitimine kadar ki süreçte, arsa sahibi adına inşa faaliyetlerini ve dolayısıyla müteahhiti denetleyen kuruluşsunuz da yıkılıp dökülen binalar kimin eseri?
YAZAR: Meliha ATEŞ
