Müthiş galibiyet. Uzatmalarla beraber 90 dakika 10 kişi oynayacaksın, atılan oyuncun kaptanın, defansın bel kemiği olacak ve neredeyse hiç pozisyon vermeden maçı galibiyetle bitireceksin. Neresinden baksan büyük iş. Mulumba sakat olmasa büyük ihtimalle Mehmet Özcan’ın yerine o başlayacaktı. Mustafa Gürsel haftalar sonra doğru 11’i buldu onda da Atınç’ın sorumsuzluğu yüzünden 10 kişi kaldı. Atınç, sen ne yapıyorsun? Böyle kırmızı kart görülür mü? İnsanların aklına hiçte hoş olmayan şeyler getiriyorsun.
Sosyal medyada ki tepkilere bakarsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. İnsanlar milli maç arasıyla birleştirdiğini düşünüyor. Yapma! Senin tecrübende ki birisinin böylesine hatalar yapması kabul edileme. Direkt kırmızı karttan atıldın, normal şartlarda iki maç ceza alacaksın. Haftaya Boluspor, sonraki hafta Kocaelispor maçlarında yoksun. Tam takım ivme kazanmışken ve kritik haftalara girmişken herkesin çok daha fazla dikkatli olması gerekiyor.
Gelelim Mustafa Gürsel’e. On kişi kalınca İbrahim’i çıkartıp Sergen’i almak ne kadar doğruysa, Messaoudi’yi oyundan almak o kadar yanlış. Takımın adam eksilten, topu taşıyan ve saklayan tek adamı oyundan çıkartıyorsun. 58’de oyuncu değiştirmek zorunda değilsin. Biraz daha bekle, Paixao’yu al yine Paulinho’yu sok oyuna. 10 kişi kalmışsın, öndesin ve rakibin puan almak zorunda. Mecbur gelecek üzerine, defansta büyük boşluklar bulacaksın ama Paixao’yla kontra atağa çıkamazsın.
Bu Paixao kötü olduğu için değil artık yaşı gereği bunu yapamayacağı için. Gerçekten büyük oyuncu ve elinden geleni yapıyor. Saygıyı hak ediyor. Paixao ne kadar saygıyı hak ediyorsa, Ndongala’da bir o kadar hak etmiyor. Hocam sezonun ilk yarısında kulübe zayıf olduğu için beş oyuncu değişikliği yapmıyordun. Yine yapmak zorunda değilsin. Alma oyuna Ndongala’yı, gerek yok. Yerine girdiği oyuncudan değil fazlasını, o kadarını bile yapamıyor. Mubarek Ramazan ayında bizi günaha sokma.
Haftaya Boluspor deplasman. Zorlu bir maç olacak. Önümüzde ki iki haftayı kazasız atlatabilirsek, farklı şeyler konuşabiliri.
YAZAR: Gürol BEYGİRET